9 Nisan 2025 Çarşamba

TİDER'den 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi-Yılmaz Parlar

 TİDER'den 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi

Sürdürülebilir Gelecek için Çığır Açan Zirve

Gıda Bankacılığı ve İsrafın Önlenmesi Masaya Yatırıldı

Hande Tibuk’un Liderliğindeki TİDER, 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi ile Gıda İsrafına Karşı Küresel Çözümleri Konuştu



İstanbul’da düzenlenen 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi, gıda israfının önlenmesi, sürdürülebilir tarım ve yoksullukla mücadele gibi kritik konuları ele aldı. Hande Tibuk’un açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, alanında uzman isimleri bir araya getirdi.

Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) tarafından düzenlenen 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi8 Nisan 2025 Salı günü Şişli Radisson Blu Hotelde geniş bir katılımla gerçekleşti.

TİDER’in 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi’nde Hande Tibuk’tan Etkileyici Açılış, “Gıdadan Fazlası”



TİDER Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk’un vizyoner açılış konuşması, gıda israfı ve yoksullukla mücadelede Türkiye’nin atması gereken adımları net bir şekilde ortaya koydu.

Sunuculuğunu Sevinç Şatıroğlu’nun yaptığı zirvede;  Zirvede Öne Çıkan Panel Başlıkları; Gıda ve Tarım Değer Zincirinde İsrafın Önlenmesi, Sürdürülebilir Gıda ve Tüketici Alışkanlıkları, Gıda Atıklarının Dönüşüm Yıldızları, Sokak Hayvanları için İş Birliği Modelleri, Gıdadan Fazlası, Ekonomik ve Sosyal Dönüşüm.

Gıda Bankacılığı, “Hem İsrafı Azaltır Hem Yoksulluğu



Hande Tibuk konuşmasına, TİDER’in kuruluş felsefesiyle başladı:

“Gıda bankacılığı dünyada da ülkemizde de yeterince yaygın değil. Halbuki hem israfı azaltmak hem de yoksullukla en hızlı ve etkili şekilde mücadele etmek için en güçlü yol budur.”

TİDER 15 Yaşında, “Sosyal Fayda ile Büyüyen Bir Ağ

Tibuk, TİDER’in 2010 yılında kurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu yıl 15. yılımızı kutluyoruz. 2015’te ilk destek marketimizi Maltepe’de açtık. O günden bu yana binlerce kişiye ulaşarak hem ihtiyaçlarını karşıladık hem de istihdam sağladık.”

 


Türkiye’de Bir İlk, Kimlikle Ürün Alım Sistemi

“Marketlerimizde ilk kez sadece kimlik ile alışveriş yapılabilecek bir sistemi hayata geçirdik. Bu sistem sayesinde ihtiyaç sahipleri kart taşıma zorunluluğu olmadan, insana yaraşır biçimde market deneyimi yaşıyor.”

Yasa Değişikliğiyle Vergi Avantajı, “Gıdalar Çöpe Değil İnsana Gitsin

TİDER öncülüğünde yürütülen yasa çalışmasına da değinen Tibuk,

“Artık firmalar hem gıda hem de nakit bağışlarında vergi avantajı elde ediyor. Bu, israfın önüne geçmek ve bağışları artırmak için hayati önem taşıyor.”



İstihdamda Devrim, Destek İK Programıyla Binlerce Kişiye İş

“Gıda bankalarından faydalanan ihtiyaç sahiplerinin çalışabilecek durumda olanlarını tespit edip iş bulmalarına yardımcı oluyoruz. Bu projeyle sadece yardım değil, kalıcı çözüm sunuyoruz.”

Tibuk, bu proje ile Maltepe ve Beşler destek marketleri üzerinden sadece 2023 yılında 120 kişiyi işe yerleştirdiklerini vurguladı.



Global Tanınırlık, “TİDER, Gıda Bankacılığı’nın Türkiye Temsilcisi

“2017’de Global Food Banking Network (GFN) üyeliğini kazandık. 50 ülkeden oluşan bu küresel ağda Türkiye’yi tek temsil eden kuruluşuz. 2024 veya 2025’te Global Zirve’yi İstanbul’da düzenlemek istiyoruz.”

Uluslararası Ödül, “Destek İK Programı ile Küresel Başarı

“2017’de Global Food Banking Innovation Award’ı kazandık. ‘Balık tutmayı öğretmek’ yaklaşımımızla, sadece yardım değil, dönüşüm sağladık.”

 Sürdürülebilir Kalkınmaya Katkı

Zirvenin bu yılki teması olan “Gıdadan Fazlası (More Than Food)”, Hande Tibuk’un konuşmasında hayat buldu. TİDER’in sadece gıda yardımı değil, aynı zamanda eğitim, istihdam, çevre ve hayvan hakları alanlarında da sosyal etki yarattığı vurgulandı.

 “Gıda Bankacılığı, Türkiye’nin Dönüşüm Anahtarı Olabilir”

Tibuk,  “Gıda bankacılığı doğru uygulandığında, yoksulluğun da israfın da kökünü kazıyabiliriz. İş dünyası, kamu ve STK’lar birlikte çalışırsa, Türkiye’yi bu alanda örnek bir ülke haline getirebiliriz.”

Bu zirve, yalnızca bir buluşma değil. Türkiye’nin daha adil, sürdürülebilir ve israfı önleyen bir geleceğe olan inancının bir yansıması oldu. TİDER ve Hande Tibuk’un liderliğinde gıda bankacılığı artık sadece bir kavram değil, toplumun yeniden inşa edildiği bir model haline geliyor.



"Gıda İsrafı Ekonomiyi Vuruyor, Çözüm İş Birliğinden Geçiyor"

Mine Ataman moderatörlüğündeki oturumda tarım ve finans dünyasından uzmanlar, gıda kayıplarını azaltmanın yollarını tartıştı:

İbrahim Oğuz (Frankfurt School): "Tarım finansmanında sürdürülebilir modeller geliştirilmeli."

Engin Eskiduman (Denizbank): "KOBİ’ler ve çiftçiler için yeşil krediler artırılmalı."

Aytaç Köksal (Barilla Gıda): "Tedarik zincirinde teknoloji entegrasyonu israfı azaltabilir."

"Tüketici Alışkanlıkları Değişmeli: Sürdürülebilir Gıda İçin Bilinç Şart!"

Prof. Dr. Mehmet Pala’nın yönettiği oturumda uzmanlar, tüketici davranışlarının dönüşümüne dikkat çekti:

Dilara Koçak: "Bilinçli tüketim, iklim kriziyle mücadelede en etkili silah."

Dr. İrfan Demiryol: "Gıda atıkları, biyoyakıt ve kompost gibi alanlarda değerlendirilmeli."

Tuğba Şimşek (Kızılay): "Yoksullukla mücadelede gıda bankaları kilit rol oynuyor."

"Dönüşüm Yıldızlarından Çığır Açan Projeler!"

Biolive (Duygu Yılmaz): "Zeytin çekirdeği atıklarından biyopolimer üretiyoruz!"

Wastepresso (Selin Öğütoğulları): "Kahve atıklarını geri dönüştürerek karbon ayak izini azaltıyoruz."



"Sokak Hayvanları İçin Dev İş Birliği: Belediyeler, STK’lar ve Özel Sektör El Ele!"

Hande Tibuk’un moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda:

Erdinç Orhan (İstanbul Veterinerler Odası): "Hayvan refahı için yerel yönetimlerle ortak projeler şart."

Bekir Aydın (Orhangazi Belediye Başkanı): "Sokak hayvanlarına yönelik besleme ve sağlık projelerimizi anlattı."

Esra Cevahir Propomco Yönetim Kurul Başkanı, Çevre teknolojileriyle dönüşümler

"Yoksulluğa Karşı Dijital Çözümler: Kripto ve Finansal Kapsayıcılık"



Nil Tibukoğlu’nun yönettiği oturumda;

Murat Bitirici (BtcTurk Hisse CEO): "Blockchain teknolojisi, şeffaf yardım sistemleri sunabilir."

Genco Elcora (BtcTurk Bitcoin Direktörü): "Kripto varlıklar, bağış sistemlerinde devrim yaratabilir."

"Küresel Kampanya Duyuruldu: 'More Than Food' ile Gıda Bankacılığında Yeni Dönem"

Global Food Banking Network’ten Jason Woods ve Ahlea Isabella, dünya çapında gıda bankacılığını güçlendirmek için yeni bir kampanya başlattıklarını açıkladı.



Esra Cevahir, 'Procompo İle Sıfır Atık Hedefine 24 Saatte Ulaşıyoruz."
TİDER 5. Gıda Bankacılığı Zirvesi'nde Procompo Yönetim Kurulu Başkanı Esra Cevahir, gerek sunumda gerekse özel söyleşimizde devrim niteliğindeki geri dönüşüm teknolojilerini anlattı.

"Atıklar Artık Çöp Değil, Ekonomik Değer"

Hande Tibuk moderatörlüğündeki oturumda konuşan Esra Cevahir, Procompo'nun yerli ve milli teknolojisiyle dünyada bir ilke imza attıklarını vurguladı.

"Makinelerimiz, 24 saat içinde gıda atıklarını organik gübreye veya hayvan mamasına dönüştürüyor. Bu sayede hem çevreyi koruyor hem de ekonomiye katkı sağlıyoruz."

"Bir otel, AVM veya belediye, atıklarını dönüştürerek 6 ayda yatırım maliyetini amorti edebilir. Sonrası safi kâr"

"Sıfır Atık Projesi'nde Devrim, Paris İklim Anlaşması'na Uyumlu Çözüm"

"Procompo makineleri, Türkiye'nin 2050 sıfır atık hedefini destekliyor. Atıkları %70 oranında bertaraf ederek belediyelerin lojistik maliyetlerini düşürüyoruz."

"AB'nin karbon vergisi uygulamasında, atıklarını dönüştüren şirketler ton başına 60-100 Euro kazanç sağlayacak. Biz bu fırsatı yerli teknolojiyle sunuyoruz."

"Organik Gübre ve Sokak Hayvanları İçin Mama Üretimi"

"Pişmiş yemek artıklarından kemik atıklarına kadar her şeyi değerlendiriyoruz. Özellikle belediyeler, sokak hayvanları için sürdürülebilir mama kaynağı oluşturabilir."

"Organik gübre üretimiyle kimyasal gübre kullanımını azaltıyor, toprak sağlığını koruyoruz."

"Kimler Kullanabilir? Oteller, AVM'ler, Hastaneler ve Daha Fazlası"

"150 kişilik bir restoran 100 litrelik makineyle ihtiyacını karşılayabilir. 500 yataklı bir otel için 500 litre, büyük AVM'ler için 2.500 litre kapasiteli modellerimiz var."

"Çevre Bakanlığı'nın hibe destekleriyle kurumlar bu sistemi ücretsiz bile kurabilir."

"Dünya Standartlarında Yerli Teknoloji"

"ISO 9001 ve CE belgeli makinelerimizle Avrupa'dan fon alabilecek projeler üretiyoruz."

"7/24 teknik destekle müşterilerimizin yanındayız."

"Atıklarınızı altına çevirin. Sürdürülebilir bir dünya için Procompo olarak üzerimize düşeni yapıyoruz."  

TİDER’in düzenlediği bu zirve, gıda israfı, sürdürülebilirlik ve yoksullukla mücadelede "ortak akıl"ın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. "Gıda bankacılığı sadece açlığa değil, gezegenin geleceğine yatırımdır" mesajı verilen zirveden çıkan en net sonuç: "Dünya değişiyor, biz de değişmeliyiz"

 yilmazparlar@yahoo.com


13 Şubat 2025 Perşembe

GTD Üyeleri ve Gazetecilerden Eriş Un Fabrikasına Ziyaret-Yılmaz Parlar

  Eriş Gıda’da Gastronomi Zirvesi

Yerli Noodle’ın Küresel Yolculuğu

GTD Üyeleri ve Gazetecilerden Eriş Un Fabrikasına Ziyaret

Türkiye’nin gastronomi turizmi alanındaki en önemli organizasyonlarından biri olan Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), üyeleriyle birlikte Eriş Gıda’nın Çorlu’daki üretim tesislerine 12 Şubat 2025 Çarşamba günü konuk oldu.



Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) üyeleri, aynı zamanda GTD üyesi olan Eriş Gıda’nın Çorlu’daki fabrikasını gazetecilerle birlikte ziyaret etti. Türkiye’nin ilk yerli noodle markası Nudo’nun üretim süreci hakkında detaylı bilgiler alan katılımcılar, özel olarak hazırlanan noodle yemeklerinin tadına bakarak lezzet deneyimi yaşadı.

GTD üyesi olan Eriş Un Fabrikası, gazeteciler ve sektör temsilcilerini ağırlayarak Türkiye’nin ilk yerli noodle markası NUDO’nun başarı hikayesini paylaştı.



Hamurumuzda Bilim ve İnovasyon Var

Ziyaret sırasında Eriş Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Eriş, firmanın bilimsel Ar-Ge çalışmalarıyla Türk mutfağını dünya pazarında nasıl güçlendirdiğini anlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanan ilk ve tek noodle Ar-Ge merkezi olarak faaliyet gösteren Eriş Gıda, yüksek eğitimli ve uzmanlardan oluşan 22 kişilik ekibiyle yenilikçi gıda ürünleri geliştirmeye devam ediyor.



 Eriş Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Eriş, Türkiye’de hızla büyüyen noodle pazarında yerli üretimin önemine vurgu yaparak, “Çocuklarımızın yiyemeyeceği hiçbir ürünü üretmeyeceğiz” diyerek gıda güvenliğine verdikleri önemi ortaya koydu.



Sağlıklı Noodle Deneyimi

Gazetecilere ve misafirlere koruyucu, tatlandırıcı ve renklendirici içermeyen, probiyotikli ve vitamin destekli noodlelar ikram edildi. Eriş Gıda Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Ömer Temel, firmanın vizyonunu paylaşarak “Gıda sektörü bir vicdan işidir, kendi soframıza koymadığımız hiçbir ürünü tüketiciye sunmuyoruz” dedi.



Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe: “Eriş Gıda’nın Başarısını Takdir Ediyoruz”

GTD Başkanı ve Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı Gürkan Boztepe23 ülkeye ihracat yapan Eriş Gıda’nın Türk gastronomisinin uluslararası tanıtımına sağladığı katkıyı vurguladı.

Boztepe, “Sağlık, hijyen ve kalite prensiplerinden taviz vermeden, bilimsel çalışmalara büyük yatırımlar yaparak büyüyen Eriş Gıda’yı gururla izliyoruz” dedi ve Dr. Abdullah Eriş’e teşekkür plaketi takdim etti.



Kalite ve Sağlıktan Ödün Vermeyen Üretim Anlayışı

Eriş Gıda Ar-Ge ve Kalite Direktörü Hakan Başdoğan, firmanın üretim anlayışını şu sözlerle özetledi:

"Toplumsal sağlığı tehdit eden unsurlar yasal olsa dahi, Eriş Gıda olarak kullanmayı reddediyoruz. Başarımızın sırrı, doğaya ve insan sağlığına duyduğumuz sorumlulukta yatıyor. Yüksek kalite standartlarıyla, doğal maden suyu kullanarak ürettiğimiz noodle ürünleri, sürdürülebilir gıda inovasyon ödülüne layık görüldü. Hedefimiz, sağlıklı ve katkısız ürünlerle hem Türkiye’de hem de dünya pazarında büyümek."



TÜBİTAK Destekli Ar-Ge ile NUDO ve DUDO Dünya Pazarında

Eriş Gıda’nın Yıldız Teknik Üniversitesi destekli Ar-Ge merkezi sayesinde tamamen doğal ve el değmeden üretilen NUDO ve DUDO markaları, küresel pazarda Türk gıda sektörünün prestijini artırıyor. Firma, sürdürülebilir inovasyon ve sağlık odaklı üretim ilkeleriyle pazar liderliği hedefini güçlendiriyor.

Eriş Gıda, TÜBİTAK destekli projeleri ve Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliğiyle kurduğu Ar-Ge merkezi sayesinde katkısız, sağlıklı ve inovatif gıda üretimi konusunda sektör liderliği hedefini sürdürüyor. Firma, dünya piyasasına sunduğu NUDO ve DUDO markalarıyla küresel çapta daha fazla tüketiciye ulaşmayı amaçlıyor.

yilmazparlar@yahoo.com

18 Aralık 2024 Çarşamba

Güvenilir Ürün Platformundan çağrı Gıda İsrafına Dur-Yılmaz Parlar

  Güvenilir Ürün Platformundan çağrı Gıda İsrafına Dur

Farkındalık Oluşturma Toplantısı “Gıda İsrafı Türkiye’nin Geleceğini Tehdit Ediyor”

Dünya çapında gıda israfı, çevresel krizlerin büyümesine yol açan önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Dünya üzerinde israf edilen gıda miktarının, küresel ısınmayı hızlandıran karbon salınımı üzerinde de etkisi büyük. Türkiye’deki evlerde ve restoranlarda çöpe giden her bir gıda, doğal kaynakların boşa harcanmasına ve ekolojik dengeye ciddi zararlar vermektedir.



18 Aralık 2024 Çarşamba günü, İstanbul Sanayi Odası Meclis Salonu'nda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Sanayi Odası (ISO), Yemek Sanayicileri Federasyonu (YESİDEF), Güvenilir Ürün Platformu ve Türkiye'de İş Dünyası dergisinin katkılarıyla düzenlenen “Gıda İsrafında Farkındalık” toplantısı büyük bir katılımla gerçekleştirildi.

Toplantının moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak üstlendi. Panel konuşmacıları TOBB Hizmet Sektör Meclisi Başkanı ve YESİDEF Başkanı Hüseyin Bozdağ, İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar ve İBB Başkan Danışmanı Mehmet Çakıroğlu, gıda israfının toplum ve ekonomi üzerindeki etkilerine dikkat çektiler.



Celal Toprak

Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak, gıda israfının sadece ekonomik bir sorun olmadığını, aynı zamanda çevresel ve toplumsal sorunları da beraberinde getirdiğini ifade etti. Toprak, israfı azaltmaya yönelik başarılı projelerin ve uygulamaların önemine değindi ve bu konuda daha fazla işbirliği yapılması gerektiğini vurguladı.



Hüseyin Bozdağ

Hüseyin Bozdağ, gıda israfının ekonomiye verdiği zararın yanı sıra, toplumsal anlamda büyük bir kayıp olduğunu belirterek, bu konuda farkındalık yaratmanın önemine vurgu yaptı. Ayrıca, İstanbul’daki ve Türkiye genelindeki yemek sektöründeki israfın boyutlarına değindi ve bu konuda yapılacak çalışmalara destek verme taahhüdünde bulundu.



Mehmet Çakıroğlu

İBB Başkan Danışmanı Mehmet Çakıroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda yürüttüğü projelere değindi. Çakıroğlu, gıda israfının azaltılması adına çeşitli çalışmalar yapıldığını ve İstanbul'daki gıda israfını önlemeye yönelik farkındalık kampanyaları yürütüleceğini söyledi.



Suat Parıldar

 İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar ise, tarımsal üretimden başlayarak, gıda israfının önlenmesi için yapılması gerekenleri anlattı. Gıda üretiminin her aşamasında dikkatli olunması gerektiğini belirten Parıldar, İstanbul’un tarım ve gıda üretimi konusunda önemli bir merkez olduğunu ve bu alandaki israfı azaltmak için stratejik bir planlamanın önemini vurguladı.

Toplantının sonunda, gıda israfına karşı farkındalık yaratmak ve toplumsal bir değişim başlatmak amacıyla çeşitli eylem planları ve işbirlikleri önerildi. Katılımcılar, bu konuda daha fazla bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapılması gerektiğini ve iş dünyasının bu hareketin içinde yer alarak çözümün bir parçası olması gerektiğini ifade ettiler.



Toplantı, Türkiye genelindeki gıda israfının önlenmesine yönelik güçlü bir adım atılmasını sağladı. Katılımcıların gösterdiği ilgi ve katkılar, bu sorunun çözülmesi için gerekli olan toplumsal farkındalığın artmasına önemli bir katkı sağladı.

Gıda israfı, sadece evlerimizde değil, aynı zamanda küresel ölçekte de kritik bir sorun haline geldi. Türkiye’de yıllık gıda israfı, 18 milyon ton seviyelerine kadar çıkmışken, bu rakamın 35 milyar dolar gibi büyük bir ekonomik kayba yol açtığı belirtiliyor. Özellikle tarımda yaşanan verimsizlikler, israf oranlarını artırırken, bu durum çevresel etkilerle birleşerek ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyor. Türkiye’nin gıda israfıyla mücadelede alacağı yol, yalnızca ekonomiyi değil, aynı zamanda çevreyi de olumlu yönde etkileyecek bir dönüşümü başlatabilir.

Gıda israfının en büyük sebeplerinden biri, aşırı üretim ve tüketime dayalı alışkanlıklardır. İnsanlar, alacakları gıda ürünlerini ihtiyaçlarının çok ötesinde miktarlarda satın alarak, yemekleri planlı şekilde tüketmek yerine çöpe atmaktadır. Özellikle taze meyve ve sebzeler gibi bozulabilir gıdalar, evlerde en çok israf edilen ürünler arasında yer alıyor. Gıda israfını önlemenin en önemli yolu ise bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek, aşırı alışveriş yapmamaktan geçiyor.



Yılda yaklaşık 18 milyon ton gıda israfı yapan Türkiye, dünyanın gıda israfında lider ülkeleri arasında yer alıyor. Ülkemizde gıda atığının büyük kısmı, evlerde yemeklerin bitirilmemesi, restoranlarda ve fast-food zincirlerinde yiyeceklerin israf edilmesi sonucu oluşuyor.

Türkiye, küresel çapta gıda israfını azaltmaya yönelik ciddi adımlar atmak zorunda. Bu bağlamda, tarım sektöründe verimliliği artırıcı önlemler ve tüketici eğitimini esas alan projeler büyük önem taşıyor. Ayrıca gıda israfına karşı atılacak adımlar, karbon ayak izinin azaltılmasında da büyük rol oynayacaktır. Hükümetin, gıda israfı ile mücadeleye yönelik etkili düzenlemeler getirmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi, bu alandaki sorunları çözmede önemli bir adım olabilir.

Gıda İsrafı Çevreyi Tehdit Ediyor, Daha Az Yiyecek, Daha Fazla Karbon Salınımı

Yiyecek Atıkları: Sadece Çöp Değil, Doğaya Karşı Büyük Bir Saldırı



Gıda İsrafının Çevreye Etkisi

Gıda israfı sadece ekonomiye zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda çevreye de büyük bir tehdit oluşturuyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 18 milyon ton gıda israfı yapılıyor ve bu, büyük bir çevresel maliyet yaratıyor. Her israf edilen kilogram gıda, milyonlarca ton karbon salınımını arttırıyor. Gıda üretimi sırasında kullanılan su, enerji ve toprak gibi doğal kaynaklar, bu yiyecekler çöpe gittiğinde tamamen kaybolmuş oluyor.

Özellikle gıda üretiminin en fazla yoğun olduğu tarım alanlarında, israf edilen her bir ton gıda, doğal kaynakların boşa harcanmasına yol açıyor. Gıda üretiminde kullanılan suyun %70'inden fazlası, ürünlerin israf edilmesiyle boşa gitmektedir. Bu oran, su krizinin baş gösterdiği dünyamızda büyük bir tehdit oluşturuyor.

Çözüm Önerileri

Bu sorunu çözebilmek için, hem tüketicinin hem de üreticinin bilinçli davranması gerekiyor. Aşırı alışveriş yapmak yerine, ihtiyaç duyulan miktarda gıda alınması ve gıdanın doğru şekilde saklanması, israfı büyük ölçüde azaltabilir. Ayrıca, üreticilerin daha verimli ve sürdürülebilir tarım tekniklerine geçmesi, israfı en aza indirgemek adına büyük bir adım olacaktır.

Gıda İsrafı ve Ekonomi, Geriye Dönüşüm Yok

Gıda İsrafı, Türkiye Ekonomisini Bıçak Gibi Kesiyor

Türkiye’nin 2023 yılında gerçekleştirdiği 35 milyar dolarlık gıda israfı, sadece ekonomiye zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda tarım sektörü ve gıda üreticilerini de zor durumda bırakıyor. Gıda israfının bu denli yüksek olmasının en büyük sebeplerinden biri, ürünlerin bozulmaya yüz tutmadan raflardan kaldırılması, tüketicilerin aşırı alım yaparak gereksiz gıda stoğu yapmalarıdır.

Yatırımcıların Dikkat Etmesi Gereken Durum, İsraf İle Mücadele

Gıda israfının önlenmesi için atılacak adımlar, hem ekonomiye hem de çevreye ciddi katkı sağlayacaktır. Gıda israfını azaltarak, Türkiye’nin tarım sektörünü güçlendirebilir ve dünyanın geri kalan ülkelerine örnek olabilecek bir model oluşturabiliriz.

yilmazparlar@yahoo.com

16 Eylül 2024 Pazartesi

Kadın Gücü ve Lezzetin Buluştuğu Nokta- 3. Bursa Gastronomi Festivali-Yılmaz Parlar

 Kadın Gücü ve Lezzetin Buluştuğu Nokta- 3. Bursa Gastronomi Festivali

Gastronomi Festivali: Kadınların Emeğiyle Hayat Bulan Geleneksel Lezzetler 

Zeyneli Hınkalı’dan Ballı Kuru Yemişli Meyve Tabağına: Festivalde Unutulmaz Tatlar

Kadın Kooperatiflerinin Gurur Günü: Bursa Gastronomi Festivali’nde Şahane Tatlar



3.Bursa Gastronomi Festivali, sadece tatları değil, kadın girişimcilerin başarı hikayelerini de ön plana çıkardı. Festival alanında birbirinden farklı kadın kooperatifleri ve dernekler, yerel ve uluslararası katılımcılarla buluşarak ürünlerini sergiledi.



Kadın Girişimciler Şov Yaptı

Festivalde, Doğanbey Toki Kadın Üretim İşletme Kooperatifi ve Umurbey Kadın Girişimciler Derneği'nin yanı sıra, Azerbaycan ve Ukrayna’dan gelen kadın girişimciler de stantlarıyla festivale renk kattı. Yerel ve uluslararası iş birliği bu yıl daha da ön plandaydı.



Zeyneli Hınkalı'nın Lezzetli Hikayesi

Zeyneliler Çalıkuşu Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, meşhur Zeyneli Hınkalı yemeğinin tanıtımını yaptı. Bu özel yemek, Reşat Gültekin'in ünlü Çalıkuşu romanında, gerçek bir karakter olan Feride’nin yaşadığı köyde pişiriliyor. Geleneksel lezzet, tadına bakanları etkiledi.



Fukara Keşkülü ve Tarihi Mekanlar

Hünkar Köşkü Sosyal Tesisleri'nde ise bir başka unutulmaz lezzet, Fukara Keşkülü, misafirlere tanıtıldı. Yiğitali Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nde yapılan kahvaltı ise güne mükemmel bir başlangıç sundu.



Yerel Ürünler Sahneye Çıktı

EskiKaraağaç Leylek Köyü'nde, kadın dernekleri tarafından hazırlanan yerel ürünler tadıldı. Ayrıca, Kardelen Kestane Şekeri fabrikası gezisi, Bursa’nın kestane şekeri kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sundu.



Tarihin İzinde, Lezzet Dolu Bir Gezinti

607 yıllık tarihi İnkaya Çınarı'nın altında meyve tabağı ve ballı kuru yemişli yaz meyvelerinden oluşan tatlar tadıldı. Mudanya Sosyal Tesisleri'nde ise taptaze balık ve türevleri menüdeydi.



Kadın Kooperatifleri Başrolde

Bu yıl kadın kooperatifleri, festivalin başlıca kahramanları oldu. Kadın girişimcilerin sunduğu lezzetler hem damaklara hem de ruhlara hitap etti. Festivaldeki katılımcılar, mükemmel tatlardan ve etkinliklerin olağanüstü organizasyonundan övgüyle bahsetti.



yilmazparlar@yahoo.com

11 Eylül 2024 Çarşamba

Selim Yalın, Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi-Yılmaz Parlar

 Selim Yalın, Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi

Selim Yalın, SushiCo Kurucu Ortağına "Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi" Unvanı Verildi



Ataşehir’de Düzenlenen Özel Törenle Japon Mutfağına Katkıları Onurlandırıldı

İstanbul Ataşehir’de bulunan SushiCo Zen Restoran, prestijli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Japonya İstanbul Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen törende, SushiCo kurucu ortağı Selim Yalın'a “Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi” unvanı takdim edildi.



Japonya İstanbul Başkonsolos Koji Yakusho tarafından Selim Yalın’a plaketi ve belgeleri takdim edildi.

Bu onur, Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı tarafından dünya genelinde Japon mutfağını tanıtan ve yaşatan profesyonellere verilen seçkin bir ödül niteliğinde. Yalın, Japon mutfağının Türkiye'de yaygınlaşmasına ve tanıtılmasına yaptığı katkılarla bu unvana layık görüldü.



Japon Mutfağına Dair Bir Misyon

Selim Yalın, SushiCo’nun kurucusu olarak, yıllardır Japon mutfağının inceliklerini Türk halkına tanıtmada önemli bir rol üstlendi. Japon mutfağına dair bilgisini ve tecrübesini Türkiye’deki yemek severlere sunarken, kültürler arası bir köprü görevi görmesiyle dikkat çekti. SushiCo’nun geniş şubeleri ve menüsüyle Japon mutfağını Türkiye genelinde yaygınlaştırmayı başardı.



Törende konuşan Japonya İstanbul Başkonsolosu, Selim Yalın’ın bu unvanı almasının, iki ülke arasındaki kültürel etkileşim ve gastronomi alanındaki iş birliğinin güçlenmesine büyük katkı sağladığını vurguladı. Yalın ise, Japon mutfağının inceliklerini ve felsefesini daha fazla kişiye ulaştırmanın, kendisi için bir yaşam misyonu olduğunu belirtti.



Gelecekteki Hedefler ve Yeni Projeler

Selim Yalın, törende yaptığı konuşmada SushiCo’nun gelecek vizyonuna da değindi. Yalın, Japon mutfağını daha geniş kitlelere tanıtmak adına hem yerel hem de uluslararası projeler üzerinde çalıştıklarını belirterek, Japon mutfağına dair eğitici etkinlikler ve yeni restoran açılışları planladıklarını ifade etti.

Bu unvan ile Selim Yalın, Japon mutfağını Türkiye'de temsil etmenin yanı sıra, uluslararası gastronomi alanında da önemli bir figür olma yolunda ilerliyor.



Japon Mutfağı İyi Niyet Elçiliği Nedir?

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı tarafından oluşturulan bu program, Japon mutfağını uluslararası alanda tanıtmak ve yaygınlaştırmak amacıyla seçkin şeflere ve restoran sahiplerine verilen bir unvan. Bu unvan, Japon mutfağının dünya genelinde korunması ve geliştirilmesi adına yapılan önemli çalışmaları ödüllendirmek için her yıl sınırlı sayıda profesyonele takdim ediliyor.

Selim Yalın’ın bu unvana layık görülmesi, Türkiye’de Japon mutfağının temsilciliğini daha da güçlendirirken, SushiCo’nun da sektördeki yerini sağlamlaştırıyor.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Temmuz 2024 Perşembe

Mardinli Girişimci Lezzet Sultanı-Yılmaz Parlar

Mardinli Girişimci Lezzet Sultanı

Mardinli Girişimci Lezzet Sultanı, Mardin Yemekleriyle Lezzet Rüzgarı Estiriyor

Mardinli girişimci kadın Nevim Ölçenoğlu geleneksel Mardin yemeklerini özel müşterilere ve restoranlara sunarak adeta bir lezzet elçisi haline geldi.



"Lezzet Sultanı" olarak anılan Nevim Ölçenoğlu, mutfaktaki yeteneği ve girişimcilik ruhuyla büyük bir başarı hikayesi yazdı.

Nevim Ölçenoğlu’nun mutfağından çıkan yemekler, sadece Mardin'li olanları değil, herkes tarafından büyük beğeni topluyor.



Lezzetin Sırrı İşkembe Dolması

Nevim Ölçenoğlu’nun en favori yemeklerinden biri olan işkembe dolması, özel tarif ve taze malzemelerle hazırlanıyor. İşkembe dolması, Mardin'in eşsiz baharatlarıyla harmanlanarak adeta bir lezzet şöleni sunuyor. Bu özel yemek, birçok restoranın menüsünde yer almakla kalmayıp, özel müşteriler tarafından da sıkça tercih ediliyor.



Girişimcilik Yolculuğu

Nevim Ölçenoğlu’nun girişimcilik hikayesi, Mardin'in dar sokaklarında başlıyor. Küçük yaşlardan itibaren mutfağa olan ilgisi ve sevgisi, onu bu yola yönlendirmiş. İlk başlarda evde küçük çaplı üretim yaparken, zamanla talebin artmasıyla birlikte işini büyütme kararı almış. Şimdi ise Mardin'in en ünlü restoranlarına yemek tedarik ediyor ve özel müşterilere de hizmet veriyor.



Müşteri Memnuniyeti ve Başarı

Nevim Ölçenoğlu’nun müşterileri, onun yemeklerini överek bitiremiyor. Taze malzemeler kullanarak hazırladığı yemekler, Mardin'in otantik tatlarını en iyi şekilde yansıtıyor. Özellikle işkembe dolması, lezzeti ve sunumuyla adeta bir sanat eseri niteliğinde.



Gelecek Planları

Nevim Ölçenoğlu, gelecekte işini daha da büyütmeyi ve Mardin yemeklerini uluslararası arenada tanıtmayı hedefliyor. Şu anda  bir yemek atölyesi açmayı planlıyor ve burada hem yemek yapmayı öğretmeyi hem de Mardin'in lezzetlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlıyor.



Nevim Ölçenoğlu’nun başarı hikayesi, girişimci kadınların neler başarabileceğinin en güzel örneklerinden biri. Onun azmi ve yeteneği, Mardin'in lezzetlerini tüm Türkiye'ye ve hatta dünyaya tanıtma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Mardinli Girişimci Kadın Nevim Ölçenoğlu, Yöresel Türk Mutfağını Tanıtma ve Yayma Misyonuyla Öne Çıkıyor

Nevim Ölçenoğlu'nun hikayesi, Mardin'in otantik tatlarını yaşatmanın yanı sıra, yöresel Türk mutfağını tanıtma ve yayma misyonunu başarıyla gerçekleştiren bir girişimci kadın olarak ilham veriyor.



Mardin Sofrası -Mardin mutfağı

Lezzet Deneyiminin Zirvesi Mardin mutfağı, zengin ve yöreselleriyle lezzet Türk mutfağının gözde noktalarından biridir. Mardin'in tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan bu lezzetler, damakları şenleştirirken ruhları da besler.



Mardin yemekleri, geleneksel tariflerle hazırlanan ve özenle pişirilen lezzetlerdir.

Mardin yemekleri sadece lezzetleriyle değil, aynı zamanda özgün sunumlarıyla da dikkat çekiyor. Her birinin kendine özgü bir tarzı ve sunumu mevcuttur. Bu da Mardin yemeklerini diğer yöresel lezzetlerden ayıran özelliklerden biridir

Mardin yemekleri, sadece birer yemek değil, aynı zamanda bir kültür oluşumudur. Bu yemeklerin, yörelerin geçmişinden bugüne taşınan miraslar ve onun biri, kendi hikâyesini ve lezzetini barındırır. Bugün bile Mardin'in sokaklarında dolaşırken bu yemeklerin kokuları sizi karşılar.

Mardin sofrası, geniş bir yelpazede sunulan yemek seçenekleriyle ona zevke hitap eder. Et yemeklerinden sebze yemeklerine, tatlılardan mezelerine kadar pek çok seçenek bulunuyor.

İşkembe dolması, kaburga dolması, içli köfte, Süryani çöreği gibi Mardin yemekleri, yöresel lezzetler arasında önemli bir yere sahiptir. Bu yemekler, Mardin'in zengin mutfak kültürünün bir parçasıdır.

İçli köfte kıyma ve bulgurun muhteşem uyumunu hissettiren bir lezzet harikasıdır. Süryani çörek tatlı sevenlerin favorisi olan bir tatlı çeşididir.

Bu yemekler genellikle ailece toplanıp birlikte hazırlanır ve yenir. Bu sayede hem yemek kültürü yaşatılmış olur hem de birlikte vakit geçirme fırsatı yakalanır

Mardin sofrasında yer alan ve acılı humus gibi mezeler, ana yemeklerden önce damakları şenlendirilir.

Mardin'in meşhur yemekleri arasında bulunan ciğer kebabı, Zeytinyağlı biber dolması, cevizli biberin birleştirilmesi, içli köfte ve kuzu tandır gibi lezzetler, misafirlerinizi büyüleyecek kadar lezzetlidir. lezzet şölenidir.

Mardin'in meşhur tatlıları arasında bulunan kadayıf dolması, cevizli baklava ve irmik helvası gibi lezzetler, tatlı sevenlerin vazgeçilmezi olmuştur.

Mardin sofrasında sunulan yemeklerin hazırlanmasında kullanılan yöresel yöntemler ve baharatlar, lezzetleri benzersiz bir şekilde sunar. Zeytinyağı, nar ekşisi, sumak ve kekik gibi yöntemler, yemeklere özgü bir tat katar.

Mardin mutfağı, yemeklerin sunumunda da özenli bir yaklaşım benimser. Renkli tabaklar, şık sunumlar ve dekoratif detaylar, misafirlerin hayranlığını derinleştirir.

Mardin sofrası, aynı zamanda misafirperverlik ve paylaşımın simgesidir. Bol çeşitli yemekler, kalabalık sofralar ve keyifli sohbetler, Mardin'in sıcak ve samimi kültürünü yansıtır.

Mardin sofrası sadece bir yemek değil, bir kültür ve üretimin ta kendisidir. Bu eşsiz lezzet deneyimini yaşamak için Mardin Mutfağını keşfetmelisiniz.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Temmuz 2024 Cuma

Bahşiş Düzenlemesi-Yılmaz Parlar

 


Bahşiş Düzenlemesi

TURYİD -Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği Başkanı Kaya Demirer, uzun süredir Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan talep ettikleri kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini sektör çalışanlarıyla birlikte desteklediklerini açıkladı.



TÜRES-Türkiye Lokantacılar ve Restoranlar Derneği Başkanı Ramazan Bingöl, sektörün mevcut durumu ve ekonomik gelişmeler üzerine dikkat çekici bir konuşma yaptı. Bingöl, işveren ve işçinin aynı yasa altında birleşmesinin önemine vurgu yaparak, bu durumun Türkiye'de nadiren görüldüğünü belirtti.



Başkanlığını Kaya Demirer’in yaptığı Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) ve Başkanlığını Ramazan Bingöl’ün yaptığı Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) işletmeler ve çalışanlar için yeni vergi paketi torba kanunu kapsamındaki 'Bahşiş Düzenlemesi' hakkında Basın Toplantısı düzenledi. 4 Temmuz 2024, Perşembe günü Point Barbaros hotelde gerçekleşen Basın toplantısına işletme sahipleri ve çalışanlarda katıldılar.



TURYİD Başkanı Kaya Demirer'den Kredi Kartı ile Bahşiş Düzenlemesi Üzerine Açıklama

Türkiye Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, son ekonomik gelişmeler ve sektörün durumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kaya Demirer, uzun süredir Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan talep ettikleri kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini desteklediklerini açıkladı. Bu düzenleme, pandemi döneminden itibaren azalan nakit bahşiş gelirlerine çözüm olmayı hedefliyor.

Demirer, konuşmasının başlangıcında Türkiye’nin 2024 yılı sonu itibariyle öngörülen ekonomik değerlerine vurgu yaptı. 2024 yılının sonunda beklenen üç milyar TL'lik ekonomik büyümenin bazı ifadelerde belirtildiğini ve buna ek olarak yüzde on oranında bir artışın daha gerçekleşebileceğini ifade etti.

"Bu yıl sonu itibariyle üç milyar TL'lik bir ekonomik değere ulaşmayı bekliyoruz. Ancak, bu rakam yüzde onluk bir artışla daha da yükselerek ülkemizin ekonomik büyümesine önemli bir katkı sağlayacaktır," diyen Demirer, bu büyümenin işletmeler ve çalışanlar üzerinde nasıl bir etki yaratacağını detaylı bir şekilde anlattı.



Çalışan Sayısı ve Gelir Artışı

Demirer, işletmelerde çalışan sayısının iki milyon kişiye ulaşacağını ve bu durumun Türkiye'deki hane halkı gelirlerine olumlu yansıyacağını belirtti. "İki milyon kişi istihdam edilerek, iki milyon hane halkının gelir ve yaşam alanlarına olumlu katkı sağlayacağız," dedi.

Devletin Rolü ve Uygulamalar

Devletin Hazine Bakanlığı üzerinden uygulayacağı yüzde on beşlik vergi indirimi ile işletmelerin daha rahat bir nefes alacağını belirten Demirer, "Devletin bu konuda yapacağı düzenlemeler ile işletmelerimiz ve çalışanlarımız daha iyi koşullarda çalışabilecekler. Bu durum, ekonomik büyümeye ve refah seviyesinin artmasına katkı sağlayacaktır," diye konuştu.



Sosyal Medya ve Popülist Yaklaşımlar

Kaya Demirer, sosyal medya ve popülist yaklaşımların ekonomik gerçeklere zarar verebileceğine dikkat çekerek, "Ekonomi konusunda yapılan araştırmalar ve bilgilendirmeler, sosyal medyada yer alan popülist yaklaşımlardan daha önemlidir. Bizler, ekonomik gerçeklere dayanarak hareket etmeli ve işletmelerimize en iyi şekilde destek olmalıyız," dedi.

Demirer, konuşmasını işletmelerin ve çalışanların önemine vurgu yaparak tamamladı. "İşletmelerimizin ve çalışanlarımızın refahı, Türkiye ekonomisinin büyümesi için büyük bir önem taşımaktadır. Hep birlikte çalışarak, daha güçlü bir ekonomik yapıya ulaşacağımıza inanıyorum," ifadelerini kullandı.

Bu açıklamaların ardından, TURYİD’in önümüzdeki dönemde hangi adımları atacağı merakla bekleniyor. Ekonomik değerlerin artışı ve istihdam olanaklarının genişlemesi, Türkiye’nin geleceği için umut verici görünüyor.



TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl Bahşiş Yasası

"Türkiye'de belki de ender görülen bir durum yaşıyoruz," diyen Bingöl, iki milyon kişiyi temsil eden iki derneğin, işveren ve işçinin aynı yasada birleşmesini sağladığını belirtti. Anadolu’nun birçok yerinde hizmet üreten bu büyük topluluk, beş milyon kişiyi ve onların ailelerini etkiliyor. Bu birleşmenin, devletin gelirlerinin artmasına da katkı sağlayacağını ifade etti.

Konuşmasında bahşiş yasasına da değinen Bingöl, şu anda kayıt dışı olan bahşişlerin yeni yasa ile kayıt altına alınacağını belirtti. Bu sayede hem çalışanlar hem de devletin kazanç sağlayacağını ifade etti. "Bu yasa çıkınca, çalışanlarımızın aldığı bahşişler yüzde elliden yüzde yüze kadar artacak," dedi.



Sektörün Beklentileri ve Maliye Bakanı'na Çağrı

Ramazan Bingöl, Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’e seslenerek, bu yasanın yeniden değerlendirilmesi ve kanunlaşması talebinde bulundu. "Çalışanlarımız ve sektörümüz adına bu yasanın torba yasaya dahil edilip yeniden gündeme alınmasını rica ediyorum," dedi.



Sosyal Medya ve Popülist Yaklaşımlar

Sosyal medyada yapılan bazı yorumlara da değinen Bingöl, "Milyonlarca insanın hakkını yiyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?" diyerek, bu tür yaklaşımların sektöre zarar verdiğini ifade etti. Popülist yaklaşımlar yerine, ekonomik gerçeklere dayalı adımların atılması gerektiğini belirtti.



Pozitif Çalışmalar ve Gelecek Planları

Bingöl, sektörde yapılan pozitif çalışmaların önemine de değinerek, "Bu konuda gerçekten çok ama çok önemli işler yapıyoruz," dedi. Konuşmasını sektörün geleceği için umut verici mesajlarla tamamladı.



OLEYİS- Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası Başkanı Vedat Böke'nin Görüşleri;

Vedat Böke, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Böke, bu düzenlemenin sektör çalışanlarının haklarının korunması ve gelirlerinin artırılması açısından son derece olumlu bir adım olduğunu belirtti.

Çalışan Gelirlerinin Artması

Böke, kredi kartı ile yapılan bahşiş ödemelerinin, çalışanların gelirlerinde ciddi bir artış sağlayacağını ifade etti. Mevcut durumda nakit olarak alınan bahşişlerin kayıtsız olması nedeniyle çalışanların gerçek gelirlerinin tam olarak görünmediğini ve bu durumun, emeklilik ve diğer sosyal haklarının hesaplanmasında olumsuz etkiler yarattığını belirtti. Yeni düzenlemeyle birlikte tüm bahşişlerin kayıt altına alınması, çalışanların hem günlük gelirlerini hem de uzun vadeli sosyal güvenlik haklarını iyileştirecek.

Vergi Kesintisi ve Şeffaflık

Böke, bahşişlerin kredi kartı ile ödenmesi ve yalnızca %10'luk bir vergi kesintisi uygulanmasının, mevcut sistemde karşılaşılan yüksek kesintilerden çalışanları koruyacağını belirtti. Bu düzenlemenin, hem çalışanlar hem de işverenler açısından daha adil ve şeffaf bir sistem oluşturacağını vurguladı.

Kayıtlı Ekonomiye Katkı

Bahşişlerin kayıt altına alınmasının, hem devletin vergi gelirlerini artıracağını hem de kayıt dışı ekonominin azalmasına katkı sağlayacağını ifade eden Böke, bu düzenlemenin, sektörün genel yapısına olumlu etkiler yapacağını belirtti. Ayrıca, çalışanların gelirlerinin belgelenmesi sayesinde bankalar gibi finansal kuruluşlardan daha kolay kredi alabileceklerini ve ekonomik olarak daha güvenli bir gelecek inşa edebileceklerini söyledi.

Vedat Böke, çalışanların, bahşiş gelirlerinin asgari brüt ücretle sınırlanmaması gerektiği yönündeki taleplerine destek verdi. Emeğin ve hizmetin takdirinin müşteriye bırakılmasının önemli olduğunu vurgulayan Böke, çalışanların haklarının korunması ve gelirlerinin artırılması için sendika olarak her türlü desteği vereceklerini belirtti.

Vedat Böke, OLEYİS olarak, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini desteklediklerini ve bu düzenlemenin sektör çalışanları için önemli bir kazanım olacağını belirtti. Bu yeni uygulamanın, hem çalışanların gelirlerini artıracağını hem de kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandıracağını vurguladı

TURYİD; İşletme sayısı: 3.500+, Çalışan sayısı: 150.000, Yıllık ziyaretçi sayısı: Yaklaşık 180 milyon

TÜRES; İşletme sayısı: 25.000, Çalışan sayısı: 750.000, Yıllık ziyaretçi sayısı: Yaklaşık 900 milyon



 İTO Restoran, Yiyecek ve İçecek sektörünü komite başkanı ve TURYİD yönetim kurul üyesi Ebru Köktürk Koralı ile Gönüllü Bahşiş Ödemesi hakkında özel söyleşide;

Restoranlarda ödenen hesaplarda kredi kartı kullanımının %95'lere ulaşmasıyla birlikte, tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak verilen bahşişin kredi kartı yöntemiyle ödenmesinin mevcut yasalar çerçevesinde ancak "servis ücreti" adı altında mümkün olduğunu ifade ederek, Mevcut durumda %55'e varan kesintiler sonrası çalışana aktarılan tutarın çok azaldığını, yeni düzenlemeyle bahşişin sadece %10'luk bir vergi kesintisi sonrası çalışanlara aktarılacağını belirtti.



Nitelikli İş Gücüne ve Kayıtlı Ekonomiye Destek

Yeni uygulama ile çalışanlar daha fazla gelir elde edecek ve bu gelirlerin tamamı kayıt altına alınabilecek. Böylece nakit bahşişleri gelir olarak gösterememe sorunu ortadan kalkacak. Gelir İdaresi için kayıt dışı olan nakit bahşiş ekonomisi üzerinden %10 ilave gelir sağlanacak. Bu düzenleme, sektör çalışanlarının gelirlerini artırarak nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılmasını ve ülkemizin misafirperverlik geleneğine katkı sağlayacak. Şeklinde konuşanları özetledi.

yilmazparlar@yahoo.com

Czech Food Festival 2025-Yılmaz Parlar

    Czech Food Festival 2025, İstanbul’da Elit Konuklarla Lezzet, Müzik ve Kültür Şölenine Dönüşt ü Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu  O...