12 Aralık 2021 Pazar

Mynos ve Balık Kavurma -Yılmaz Parlar

 


MYNOS VE  BALIK KAVURMA 


“Rota Güleryüz Restaurantlar” durağımız Bodrum –Yalıkavak Spektr Hotel bünyesinde bulunan binlerce yıldır var olan ve daha hafif, daha sağlıklı seçenekler sunan, Akdeniz kültürel yemeklerinden oluşan geniş bir seçim yelpazesini kapsayan, göz kamaştırıcı çeşitlilikte cezbedici yemekler ile Mynos Restaurantdayız. 



Mynos Restaurantın Genel Müdürlüğünü, Babası Tiyatro Sanatcısı TRT Televizyonlarında eşi Ayşegül Atik ile yaptıkları skeçlerle  7 den 70 e herkese keyifle bilinçaltına mesaj göndermeler şırınga etmiş, “Önce Alışveriş-Sonra fiş “sloganları herkesin diline yapışmış meşhur Ali Atik’in oğlu Alper Atik üstlenmiş.



Babası sanatcı Ali Atik ile ile Alper Atik yıllarca turizm işletmeciliği yapmış son derece birikimli deneyimli çok çeşitli disiplinlerden beslenen mükemmel bir yönetici. 

Ali Atik çaldığı akordeyonu konuştururcasına gecelere renk katıyor. Bodrum –Yalıkavak gün batımı eşliğinde yediğiniz içtiğiniz lezzetlere katdığı keyifle zevklerinizin katsayısını artırıyor.

Spektr Butik Hotel bünyesinde olan Mynos restaurantla birlikde her iki mekanın genel müdürlüğünü de genç, dinamik, başarılı Volkan Kirlibal yürütüyor.

Menü geliştirmek menünün popülerliği en iyi malzemelerin tedarik edilmesinden kaynaklanmaktadır. Lezzet hijyen başda olmak şartıyla iyi, taze malzeme kullanımından bilgisinden ve yaratıcılıkdan oluşur

Mynos restaurant, balık türleri tamamen deniz ürünleri olup günlük taze olarak kullanılıyor. Mezeler unutduğumuz balık türevleri ve yeni buluşları ile zengin bir çeşide sahip. 





Ünlü şeflerinin hazırladığı Balık Kavurma ve Kalamar Sarma lezzetini anlatmak mümkün değil sadece tatmanız gerekiyor.

Restaurant içi ferah pencere ve camların büyük ölçüleri manzaranıza engel teşkil etmiyor. Açık Hava kısmı deniz yeşillik başka bir ferahlı keyifli mekan. 

Akdeniz Mutfağının en İyi, en taze, en sağlıklı yemeklerini sunan Mynos restaurant sadece et balık tavukdan ibaret değil. Akdenizin en gözde zeytinyağlı yemekleriylede vejeteryanları unutmuyor.





Yaz kış öğlen akşam tüm masaların doluluğu zaten size güleryüz restaurant mesajını veriyor.

Akşam  yemeklerinde,  restaurantda Ali Atik akordeon, Alper Atik perküsyon ve gitardan oluşan orkestra misafirlerin atmosferine göre müzik yaparak eğlendiriyorlar.

Mynos Restaurant mekandan, yediğiniz nefis yemeklerle aynı zamanda eğlenceden aldığınız keyifle dört dörtlük ayrılıyorsunuz. 

 yilmazparlar@yahoo.com

8 Kasım 2021 Pazartesi

Ukrayna -Türk Mutfağı Etkinliği-Yılmaz Parlar

  Ukrayna -Türk Mutfağı Etkinliği

İnsan varlığının temel bir bileşeni olarak gıda, devletlerarası ilişkilerde ve diplomatik uygulamada her zaman önemli bir rol oynamıştır. Ülkenin gastrodiplomasi yoluyla uluslararası ilişkilerde sahip olduğu iyi sosyal kabul, ticaret ve turizm başta olmak üzere diğer işbirliği alanları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır




Uluslararası İlişkiler disiplini içinde gastro diplomasi, gıda diplomasisi veya mutfak diplomasisi rolü giderek daha belirgin hale geliyor. Diplomatik gastronomi, Prestij, kültürel gücün keyifli doğası diplomasi ve yumuşak güç olarak varlık göstermektedir.  



Bu bağlamda, kardeş ülke olan Ukrayna’nın, Ukrayna Turizm Bakanlığı ve İstanbul Başkonsolosluğu, Ukrayna Gastronomik yemeklerini tanıtmak ve Türkiye Mutfak Gastronomi kültürünü aktarmak amacı ile Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Türk mutfağını Dünyaya tanıtmaya hedefli misyonu olan Gastronomi Turizm Derneği (GTD) organizasyonu ile Etiler Serkan Döner restaurant özel salonunda önemli bir etkinlik gerçekleştirdiler. 



Yiyecekleri sadece pişirme sürecinden değil, aynı zamanda tarih, felsefe ve kültürel arka plan boyutlarında da gören bir bilim ve sanat olan gastronomi vardır. Gastronomi diplomasisinin ulusal stratejisinin önemi büyükdür. Tarihsel, felsefi ve kültürel boyutları nedeniyle kültürel tanıtım ile gastronomik bir birliktelik kaçınılmazdır. 



Ukrayna Turizm Bakanlığı önderliğinde ülkenin en iyi şeflerinden Levgen Klopotenko ve İgor Mezentsev ile Ukrayna yemeklerinden yerel kültürlerin özel ürünleri yapılan borsch çorba incelikleriyle ve tarihiyle tanıtıldı. 

Döner yapanların en iyilerinden, döner sevdalısı, Türk dönerini gerçek anlamda dünyaya sevdirerek tanıtmaya kendini adamış Serkan usta, Dönerleri tattırıldı. Ünlü Ukrayna şeflerin döner pıçaklarıyla kesim yapmaları show haline dönüştü. 



Toplantıya Ukrayna Turizm Geliştirme Devlet Ajansı Başkanı Mariana Oleskıv, Ukrayna Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Ukrayna Ankara Büyükelçliği Diplomat Olena Lytvynenko Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Nedilskyi Roman, Konsolos Kateryna Pasynchuk, Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı Gürkan Boztepe, TÜRSAB Gastronomi Turizmi Daire Başkanı Ömer Kartin, Türkiye Turizm geliştirme Ajans Başkanı Yalçın Lokmanhekim, TGA Grup Müdürü Sinem Özyalçın, Sağlıklı yaşam uzmanı Dr.Ender Saraç katıldılar.



Tanınmış şefler Ihor Mezentsev ve Yevhen Klopotenko, Ukrayna ruhunu yansıtan Ukrayna ulusal yemeği pançar çorbası borch sunmadan önce Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı  Gürkan Boztepe ve Ukrayna Devlet Turizm Geliştirme Ajansı başkanı Maryana Oleskiv, Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar açılış konuşması yaptılar. 


Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı  Gürkan Boztepe Kültürel olarak gastronomi, duygusal mesajları iletmek için paha biçilmez bir araç olduğu anlamındaki konuşmasıyla Ukrayna’ya Türk mutfağını tanıtmak, komşu ülke mutfağını tanımak için ziyaretlerde bulunduğunu ifade etdi.


Gerçekdende, Uluslararası ilişkiler tabağı dostluğun inceliğini sağlayabilen esnek ve ılımlı ülke halkını sembolize eder. Ülkeyi çok kültürlü, demokratik, ılımlı, hoşgörülü ve çeşitliliğe saygılı olarak tasvir eden kültürel diplomasinin yeni anlatısı, gastrodiplomasi bir referans haline geldiği günümüzde etkinliğin önemine dikkat çekdi.  



Ukrayna Devlet Turizm Geliştirme Ajansı Başkanı Maryana Oleskiv Pancar çorba borsch'un ilk tarihseli 1584 yılına kadar uzandığını ve yüzyıllar boyunca tarifinin sürekli değiştiğini söyledi. 


Oleskiv “Özellikle, borsch başlangıçta şimdiki kadar çok ürün içermiyordu, ancak pancar her zaman temeli oldu.Her bölgenin kendine özel pancar çorbası tarifi var. Örneğin, güneyde Odessa bölgesinde balıklı borsch yaparlar, batıda mantar eklerler. Her ailenin kendi özel pancar çorbası tarifi de vardı, ”dedi  

Ayrıca Oleskiv, tarihsel olarak Ukrayna ulusal mutfağının temeli Borch çorbasının genel Sovyet mutfağına asimile edilmeye çalışıldığını, Ukrayna yemeği olduğu gerçeği UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındığını hatırlatdı. 

Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar iki ülkenin dostluğunu, kültürlerin tanınmasıyla dahada pekleşeceğini ima eden konuşma yaptı. Ukrayana sebze ve meyvelerin sembolü niteliğinde motifli tabağı GTD Başkanı Gürkan Boztepe’ye takdim etdiler.GTD Başkanı Gürkan Boztepe GTD logolu zeytinyağı ve zeytinyağlı yaprak sarma konservesini Ukrayna Devlet Turizm Geliştirme Ajansı Başkanı Maryana Oleskiv’e hediye etdi.

Dr Ender Saraç Borch çorba muhteviyatındaki sebzelerin vitamin değerlerini sağlıklı yaşam için önemlerini vurguladı. Lezzeti kadar sağlıklı yemek olduğunun altını çizdi.

Etkinliğin evsahibi Serkan Döner Restaurant sahibi Serkan usta, döner etin hayvanın en uygun yerinden seçimini yaptıklarını, marine edilmediğini, dolgu malzeme kıyma kullanmadıklarını, kare biçiminde odun kömürü gibi en uygun pişirme tekniklerini uyguladıklarını, tüm dünyaya dönerin zevkini tatdıracaklarını söyledi.



Pancar çorbasının hazırlanışı Ukraynalı şef, mutfak uzmanı Ihor Mezentsev tarafından gösterildi. "Doğu Ukrayna'dan geliyorum ve orada mantarsız borsch pişiriyoruz. Füme armut ile pancar çorbası yapıyoruz. Et suyu, sözde füme olan armutlarda pişirilir. siyah füme odalardan armutlar çok siyah çıkıyor. Mesela her gün pancar çorbası yiyebilirim, tüm öğünlerimin yerini alabilir ”dedi 

Mezentsev.“İki tip çorbayı seven içen insan vardır: bir gün sonra pancar çorbası sevenler ve lahana çıtır çıtır olsun diye hemen içen ve sevenler. Bugün lahana taze olarak kalan pancar çorbası tadacağız," açıklamada bulundu

Sisli hava muhalefeti sebebinden ertelen uçuş nedeniyle etkinliğe geç gelen Yevhen Klopotenko yanında getirdiği propolisle karışık olarak arı kurularını, füme armutları, esmer buğfayı, çavdarı tanıtdı. 

Etkinlik sonrasında iki ünlü şef yine ünlü Döner ustası Serkan Usta döner tezgahında döner kesmeleri katılımcılara keyifli anlar yaşattılar.

Ukrayna Turizm Geliştirme Devlet Ajansı Başkanı Mariana Oleskıv ile Büyükelçliği Diplomat Olena Lytvynenko tercüme yardımıyla yaptığımız söyleşide; Türkiye'nin  Ukrayna mutfağıyla tanışmasıyla birlikde Ukrayna'yı ziyaret edecek Türklerin çok zengin tarihsel kültürel varlıkların, değerli ören yerleri olduğunu, Ukrayna müzeleriyle, sanatsal gösterimleriyle, doğasıyla, Ukrayna mutfağının tadını çıkarma fırsatı bulacaklarını söyledi.

yilmazparlar@yahoo.com

 

27 Ekim 2021 Çarşamba

Hacı hasan Oğulları Baklavaları yeni şubeleri-Yılmaz Parlar

  Baklava 21 Ülkede

Ürünün markasının, Ülke imajındaki rolü tartışılmaz..

Ülke-Ürün ilişkilendirmenin anahtarı, uluslararası pazarlama araştırmaları literatüründe merkezi bir konu olmuştur.



Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Gastronomi Turizm Derneği üyesi, Yüksel Aktaş’ın Yönetim kurul Başkanlığını yaptığı Hacı Hasan Oğulları, 200 çeşit Baklavasıyla 21 Ülkeye ihraç etdiği baklavalarıyla Ülke imajına katkı sağlıyor.



Bir ürün, hizmet veya marka ile ülke arasındaki ilişki nedeniyle tüketicinin yargısını etkileyebilir olumlu özelliklerle kategorilerini çoğaltır kalite olumu yaratırsanız, Ülkeye sürdürebilir imaj kazandırırsınız.



Yeni tesislerin eklenmesiyle ürünlerini ve pazarını genişleten Hacı Hasan Oğulları yine bir açılışa imza atdı.



AK Parti Bursa Milletvekilleri Refik Özen, Atilla Ödünç ve Ahmet Kılıç ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Gastronomi Turizm Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ve çok sayıda davetlinin katıldığını açılışda Yüksel Aktaş dinamik azimli kararlı konuşması konukların takdirini kazandırdı.





Ufuk turu attıran Aktaş, Gıda sektörüne 1970 yılında Hacı Zeki Aktaş önderliğinde adım attığını, 51 yıllık süreçte donanımlı üretim tesisi ve 9 şubesiyle birlikte 200 kişiye istihdam sağladığını, 5 kıtada 21 ülkeye ihracat yapan bir marka haline geldiğini söyledi.



Gastronomi Turizm Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Amerika dahil olmak üzere Çok ülkede türk Gastronomisini tanıtan çalışmalarının devam etdiğini, Turizmin olmazsa olmazı gastronominin önemini, ülkeye kazandırdığı maddi manevi değerleri özetleyen kısa konuşma yaptı.



Confeti yağmuru altında kurdele kesimi sonrası açılan şubede Yüksel Aktaş protokol ile birlikde olan konuklara, 1 metre 70 santimetre boyunda olan baklava için “Türkiye'de ilk, Bursa'da tek” olduğunu vurguladı. 7 katlı baklava içinde düğünlerde pasta yerine baklava kesileceğini ve yenileceğini söyledi.



Fabrika Müdürü Başak Erenel,üretim müdürü Siber Hiloğlu, Muhasebe müdürü Aysun yenal, halkla ilişkiler müdürü Merve Koş ile yaptığımız söyleşilerde, 0,1 mikron ile 0.8 mikron arasında yufkaların açıldığını günde 5 Ton kapasite ihraç için baklava ürettiklerini, 21 ülkeye ihraç ettikleri bilgileri aldık.

yilmazparlar@yahoo.com

Yorumlar

22 Ağustos 2021 Pazar

OSMANLI SARAYI MUTFAĞI KİTABI-Yılmaz Parlar

 Osmanlı Saray Mutfağı

“Restaurant”ın Aynası Misafirleridir.

Son yıllarda, neredeyse yok olan, “Osmanlı Saray Mutfağını” dolayısıyla Türkiye Gastronomisini Küresel çapta tanıtmaya kendini adayan, Sultan Köşesi Restaurant ve Hotel sahibi turizmci, araştırmacı yazar, gazeteci Recep İncecik 

“Osmanlı Saray Mutfağı” hakkında derya bilgilerle donanımlı.

Turizm Promoteri.    



Recep İncecik, güçlü ve eşsiz  “Osmanlı Saray Mutfak” kitapları koleksiyonundan yola çıkarak benzersiz özel yemek tariflerini yıllarca deneyimlemiş gerçek lezzet ölçü birimlerine ulaşmış, yerli ve yabancı misafirlere bu zengin mutfağı tanıtma misyonunu üstlenmiş, eğitimi dışında çocukluğundan günümüze mutfakda büyüyen bir gastronomi, turizm promoteri.    

Yabancı turistlerin göz bebeği Sultanahmet imajını ve ününü zenginleştiren bir dizi eylemlere bağlantılı olan Osmanlı Kültürünü ön plana çıkaran SultanAhmet Küçük Ayasofya caddesi No 6 adresde bulunan mekanında başda kendisi olmak üzere yetenekli şefleriyle, Osmanlı mutfak geleneğini modern gastronomik konseptlerle güncelleştiriyor.

Dünyada yegane çok zengin mutfak özelliğine sahip

Osmanlı Saray Mutfağı; Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca devasa coğrafyaya hükmetmiş, birçok milletin kültürlerini sentez yaparak zaman içinde kendine özgü damak tadına uygun lezzet yaratmış.

Birkaç farklı binalarda kubbelerin içinde yaklaşık 300 uzmanlaşmış  mutfak personeli bulunduran, Osmanlı Sarayı, Dünyada yegane çok zengin mutfak özelliğine sahip olmuş. 



İyi yemek iyi malzemeden oluşur

Osmanlı Gastronomi, iyi yiyecek ve içecek sunulandan çok daha fazlasıdır. Yemeğin hazırlanması, kimyası, sindirimi, insan vücudu üzerindeki psikolojik etkisi, seçimler, gelenekler, tercihler, alışkanlıkları, gıda maddelerinin üretimi, bunları üretmek için kullanılan araçlar, gıdaların işlenmesi, depolama ve taşıma işlemleri ile ilgilidir. 


Sultan Köşesi iyi yemek iyi malzemeden oluşur doktiriniyle mevsimlere göre bile değişen lojistiğini bu mantıkla gerçekleştiriyor. 


Gastro-turistik ürün ve hizmetlerin sunumunda kalite çeşitli girişimlerin deneyim ve teknik bilgilerini en iyi  kullanan,güçlü bir mutfak kimliğine sahip “Osmanlı Köşesi” yalnızca yiyecek ve içeceğe değil, aynı zamanda yiyecek ve içecekle ilgili diğer ilginç bilgilere dayanmasıdır.


Milletlerin ve medeniyetlerin gelişmişlik düzeyini gösteren maddi unsurlardan birisi yemek kültürüdür.


Osmanlı aşçılık sırları saklandıklarından ölçümleri pişirme aşamaları bulunmadığından “Yıllarca denedik.” diyen Recep İncecik ile yaptığımız söyleşide ; 

İncecik “Milletlerin ve medeniyetlerin gelişmişlik düzeyini gösteren maddi unsurlardan birisi yemek kültürüdür. Milletlerin tarih boyunca doğayla girdikleri etkileşim sonrasında tecrübeyle oluşturdukları bu yemek kültürü onların damak zevkini, zerâfetini ve beslenme alışkanlıklarını yansıtmaktadır.

Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne hocalarından Mehmed Kâmil’in (ö. 1844'ten sonra) yazdığı ve 1844’te taşbaskı halinde yayınlanan ilk yemek kitabı olan Melceü’t-Tabbâhîn; çorbalar, kebaplar, et yemekleri, külbastılar, yahniler, köfteler, pilakiler, börekler, sıcak ve soğuk tatlılar, zeytinyağlılar, pilavlar, hoşaflar, şuruplar vs. olmak üzere on iki fasıldan oluşmaktadır. İstanbul’daki kadın ve erkek aşçıların temcit makarnası gibi eski yemeklerden başka yemek pişirmediklerini, masrafların da çok yüksek olduğunu gözlemleyen Mehmed Kâmil; eski yemek risalelerini inceleyerek nadir ve lezzetli yemeklerin gereksiz kısımlarını çıkartmış, eserin derkenarına salata, turşu, tarator gibi meze türünden yiyecekler eklemiş ve eserine aşçıların sığınağı anlamına gelen bir isim vermiştir.” Açıklamalarda bulundu



Mekanın ambiansını yaratan şey tanımlanamaz, ancak önemli bir faktördür.


Dışarıda yemek yemenin eğlencesinin bir kısmı, yemek arkadaşlarınızla etkileşim İletişim, tanışma, İş toplantısı, müzakereler, tarihi romantik akşam yemeğini lezzetli ve uygun fiyatla yemek, hoş bir atmosferden zevk almak.

Mekanın ambiansını yaratan şey tanımlanamaz, ancak önemli bir faktördür.

Servis önemli bir konu. İyi hizmet, bilinçli değildir, telaşsızdır ve uygun şekilde özenlidir.  Güler yüzlü hizmetdir.

Restaurantın konumuna bağlı olarak spazmodik bir doluluk oranı vardır, bu nedenle katılımın doruk noktasında dahi masa sıkıntısı çekmeyecek kapasitede olmasıdır.

Kuruluş tüm bunları organize edebileceğini gösteriyor. Şef Sadık Yüzeyil, unlu mamullerde eşsiz duayen kendisini çok lezzetli özel pidesini hazırlarken, fırın önünde görüntüledik.

Güleryüzlü garsonların hizmeti yemek şovları tüm yabancı misafirleri adeta büyülüyor.

Dileğimiz Recep İncecik danışmanlığında bu mutfağın çoğalması Türkiye’ye gelen turistlerin unutamıyacağı lezzeti tatmalarıdır.

yilmazparlar@yahoo.com

2 Temmuz 2021 Cuma

GastroShow 2021-Yılmaz Parlar

  GastroShow Misyonu 

Türkiye Gastronomisini Küresel çapta tanıtmaya kendini adayan, Yönetim Kurul Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Gastronomi Turizmi Derneği  ( GTD ) tarafından 28-30 Haziran 2021 tarihleri arasında  İstanbul Kongre merkezi açık alanda düzenlenen Gastro Show gerek oturumlarla, gerek konferans gerekse atölye çalışmalarıyla yine çok yararlı etkinliğe imza attı. 




ACE of MICE Exibition ile birlikde Gastro Show, turizm profesyonellerini, duayenlerini, siyaset iş dünyasını, akedemisyenleri, örgüt başkanlarını ve temsilcilerini buluşturdu. Çok sayıda oturumlar gerçekleşti.  

Şehirlerin markalaşmasında gastronomi turizmin önemi, Doğa ve sürdürebilirlik, sağlıklı, lezzet, yerel, İzmir mutfağının tarihsel kökenleri, kadın emeği ve İzmir konuşuyor,iş dünyası unesco coğrafi işaret, star şefler vs. gibi konularda Gastronomi turizmin tüm ayrıntıları mercek altına alındı.  Pek çok oturumun moderatörlüğünü Gastronomi Turizmi Derneği  ( GTD ) Başkanı Gürkan Boztepe üstlendi.


Sağlıklı, lezzetli, yerel oturumunda; TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Komitesi Başkanı Ömer Kartın moderatörüğünde Mine Ataman, Turkish Coffe Lady Türk Kahvesi yatırımcısı Gizem Şalcıgil White, Bursa GTD temsilcisi ve YK üyesi Ramazan Başan, duayen peynir üreticisi uzman İlhan Koçulu konuşmacıydılar.

Bursa gastronomi merkezi olması yolunda yoğun çapa sarfeden Ramazan Başan moderatör Ömer Kartın tarafından sorulan soruya , Her şeyden önce bir tarım kenti olan muhteşem Uludağ Dağı eteklerinde yer alan ve Uludağ'dan akan suların suladığı bereketli çok verimli topraklar üzerindeki Yeşil Bursa, birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biri olarak sanayi kadar, tarih, kültür ve turizm açısından da değerli olduğunu söyledi. Turizmin iş ve zenginlik yaratma, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunma ve altyapı sağlama potansiyeli düşünüldüğünde seyahat ve turizm, doğrudan ve dolaylı olarak, büyük bir GSYİH yüzdesini ve dünya ekonomisinde büyümeye devam etmesi, çok sayıda iş yaratması, ve parlayan yıldız gastronominin Bursa şehrinde istenilen hedeflere gelebilmek için çalışmalarına soluksuz devam etdikleri projelerin olduğu açıkladı.  



Gastronominin sadece turist deneyiminin önemli bir parçasını oluşturduğu için değil, aynı zamanda postmodern toplumlarda güçlü bir kimlik kaynağı haline gelir.

Sevgiyle yaptığı ekmeğiyle yoluna devam eden,  Mine Ataman Bread" kurucusu, yaratıcı içerikler geliştiren Mine Ataman, geliştirdiği inovatif  projeleri, geleceğin konsept ve ürünleri hakkında bilgiler paylaştı.

Ekşi Mayalı ekmek alanında kendi markasını ve unlu mamuller marka danışmanlığı altyapısını oluşturan Mine Ataman, ekmek ve kültürü ekmek israfı konularında çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. 10 bin yıllık Anadolu uygarlıklarında başak yer alarak buğdayın ekmeğin Dünyaya yayılmasından söz etdi.



2012 yılından beri Türk kahvesi kamyonuyla dünyayı şehir şehir dolaşan Gizem Şalcıgil White, Lokumu, kahveyi, Türk sohbetliğini dostluğu dünyaya tanıtıyor. 

%100 Arabica çekirdeklerinin haricinde, Columbian ve Guatemala lezzetlerini taşıyan özel harman. Turkish Coffee Lady, Türk kahvesinin yurtdışında bir markaya dönüşmesinin önemi vurgulandı. 

Bir grup gönüllü arkadaşı ve Kurukahveci Mehmet Efendi’nin desteği ile 2012 yılında başlattığı kar amacı gütmeyen ‘Gezici Türk Kahvesi Evi (Turkish Coffee Truck) ile Amerika’ya ve diğer ülkelere tanıtan Gizem Şalcıgil White, Amerika’da günde 400 milyon bardak kahve tüketildiği halde Türklerin tüm dünyaya kahve kültürünü yaydığını bilinmediğini söyledi.  




White, son yıllarda gurme kahve trendinin artması ile Turkish Coffee Lady girişimini 2017 yılında başlattığı ve Turkish Coffee Lady, Türk kahvesi sohbetleriyle toplumları birbirine yakınlaştırmayı amaçladığı, bilgileri paylaştı.

Peynir üreticisi uzman İlhan koçulu peynirin ilgisizliğinden çok dertli “Kars Kaşarına coğrafi işareti 2015 yılında aldık. Kars ve Ardahan eski kaşar peyniri coğrafi işaret öncesinde %80 gibi yüksek oranlarda eylül-ocak ayları arasında tercih edilen bir peynirdi. Coğrafi işaret ile birlikte mera sütünden gelen farklılığıyla Kars Kaşarının beslenmedeki önemi tüketiciler tarafından daha iyi fark edildi. Üreticiler de mera sütünün elde edildiği mayıs-ağustos arası dönemdeki üretime daha çok önem verdiler”




 Biz Fransa merkezli kurulan bir dernek olan daha sonra uluslararası bir ağa dönüşen TAMADI Dayanışmacı Seyahat Ağı’nın bir parçasıyız. Son 3 yıldır bu ağın Yönetim Kurulunda yer alıyoruz. 2009 yılında TAMADI bünyesinde başlattığımız dayanışmacı yolculuk teması Boğatepe’de bizim turizme yaklaşımımızı da şekillendirdi diyebilirim. Kısaca anlatmak gerekirse bu seyahatler gezilmek istenen yerde yaşayan insanların kendi örgütlenmelerini önceliklendiriyor ve gezginlerin yerel dernekler gibi örgütlerle işbirlikleri içinde seyahat etmelerini sağlıyor. Gelen misafirlerin programı tamamen dernek tarafından tasarlanıyor, dernekteki köylüler yerellerini en iyi anlatabilecek faaliyetleri programa koyuyor. Gezginler Türkiye’ye geldiklerinde uçak yerine trenle Kars’a ulaşıyorlar. Kars’ta da mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını ya da yerelde yaşayan insanların kullandıkları araçları kullanıyorlar.” Olumlu marka yaratmak için bigiler paylaştı.

Yiyecek - ve böylece gastronomi - her zaman turizmin bir parçası olmuştur. Dahası, turizm harcamalarının üçte birini temsil ettiği için önemli bir bölümünü oluşturur  

Seyahat ve turizmin çevrenin korunması ve iyileştirilmesi ve yerel çeşitlilik ve kültürün korunması için bir katalizör görevi gördüğü, sayısız iyi örnekleri var olduğu gerçeğiyle Bu tür fuarların ve buna benzer panellerin önemi inkar edilemez. 

Gastronomi Turizm derneğinin bu olağanüstü faaliyetini takdir ediyoruz.


yilmazparlar@yahoo.com


29 Kasım 2020 Pazar

Yemediğini Yedirme

 


 Yemediğini Yedirme

Ekonomi Gazeteciler Derneği, Güvenilir Ürün Platformu, Yapder ve pek çok Dernek Başkanı Celal Toprak Güvenilir Ürün Platformunda moderatörlük görevi üstlendiği panelde, gıda sektörüne, gıda üreticilerine sağlıklı olması gereken  ürünlere atıf yaparak “Yemediğini-Yedirme” Ailenin kendinin yemediği gıda ürünü tüketiciye yedirme” dedi.

CNR Fuar merkezinde 25-28 Kasım 2020 tarihlerinde düzenlenen Gıda -İçecek Ürünleri ve Ambalaj Fuarında, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) tarafından gerçekleştirilen “Pandemide Markalaşma ve Pazarlama Stratejileri” panelinde, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatör, Ceylanpınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Ceylan, Dinçer Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Dinçer, Seydioğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu Panelist olarak yer aldılar.

Herzamanki gibi Celal Toprak’ın hiperaktif moderatörük yaptığı fevkalade akıcı geçen ve ilgi odağı olan panelde kırık gıda sistemine olan güveni yeniden inşa etmenin ilk adımları olarak gıda endüstrisine düşen konular açıklandı.  

Daha şeffaf bir tedarik zincirine acil ihtiyaç olduğu kabul edilen ürünleri tüketen günümüzün bağlantılı müşterisi, raflardaki ürünlerle ilgili her şeyi öğrenebilmeyi bekliyor - içinde ne var, nerede üretiliyor ? ve diyetleriyle ilgili bilinçli seçimler yapmalarına nasıl yardımcı oluyor? Ürünlerindeki bileşenler nereden geliyor? 

Tüketiciler, yiyeceklerinin nasıl üretildiğini ve bunun insanlar ve çevre üzerindeki etkisini bilme hakkına sahiptir. Yiyeceklerimizdeki birçok içerik dünyanın en fakir ve en gıda güvencesi olmayan insanları tarafından yetiştirilmektedir. Karşılaştığımız en acımasız ironilerden biridir.

Övgüyü hak eden şirketler içeriklerinin hangi koşullar altında üretildiğini bilmiyorlarsa nasıl anlamlı politikalar oluşturabilirler? Tüketici, şirketlerin bileşenlerini nereden temin ettiğini bilmiyorsa, o zaman şirketleri taahhütlerinden sorumlu tutabilir miyiz?

Gıda üreticileri, bilme ve gösterme konusunda daha proaktif hale gelmelidir.  Hükümetlerin gıda şirketlerinden sağlam çevresel, sosyal ve yönetişim açıklamaları talep etmesi gerekir ve yatırımcılar bu bilgilere göre hareket etmelidir.   

Panelde konuşmacıların ifade etdikleri gibi; Sürdürülebilirlik başarılı bir marka oluşturmak, kurumsal sosyal sorumluluk bir halkla ilişkiler aracından daha da fazlasıdır. Günümüz tüketicileri, marka stratejisi için vazgeçilmez kılan sürdürülebilir iş uygulamalarına sahip şirketler arıyor.



Artık şirketlerin yüksek kaliteli ürünler üretmesi veya satması yeterli değil. Günümüz markaları, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme çabalarıyla giderek daha fazla ölçülüyor. İnsanların sosyal ve çevresel değişim kurumsal sosyal sorumluluğu temel iş stratejilerinin bir parçası yapan şirketlerin, bu tür planları olmayan kuruluşlara göre daha fazla alanda daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. 

İnsanları ve toplulukları olumlu etkilemenin yanı sıra, bu girişimler doğrudan marka farklılaşması, müşteri sadakati ve çalışan bağlılığı ile ilişkilendiriliyor. Şirketlere Dünyayı etkisi altına alan Pandemi sürecini yaşadığımız ekonomik kriz durumunda, şüphe duyan çalışanların önemli sorunlara katkıda bulunmalarına yardımcı olan bir şirkete daha sadık kalacaklarını işletmeyi olumlu sosyal etki için bir güç olarak görüyor.


Panelde misyon ve amaçlarını sürdürülebilir değerlerle bütünleştiren ve çevresel ve sosyal hedefleri işleriyle bağlantılı şekillerde destekleyen, markalaşan sürdürülebilir ürünlerini ve uygulamalarını başarılı bir şekilde anlatan geçmişi 50-60 yıla dayanan panelistlerin firmaları potansiyel bir pazardan pay almaya hak etdikleri gibi, tedarikçilerindeki ve üreticilerindeki çalışma koşulları konusunda şeffaf olmalarını ve küresel tedarik zinciri ağlarında çalışma koşullarında, çevre sağlığı ve güvenliğinde insan hakları uyumluluğunu dile getirdiler. 

İtibar ölçümlerine uygun marka itibarlarını şekillendirebilecek tüm faktörlerin olmazsa olmaz koşulları anlatan panelistler.   tüketicilerin, benzersiz beslenme ve kişisel sağlık hedeflerine daha agresif bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olacak özelleştirilebilir yiyecekler, içecekler ve diyet çözümleri aradıkların bilincinde olduklarını bu şekilde varlık gösterdiklerini vurguladılar.



Moderatör Celal Toprak sağlıksız yiyecek ve içecek ürünlerinin satış ve pazarlamasının hangi koşullar altında sorumsuz olduğunu ahlak kavramından yola çıkarak, firmaların hem piyasa hem de piyasa dışı çevrelerde insanların özerkliğine saygı gösterme ve zarar vermeme ilkesine bağlı kalma görevleri olduğunu savundu 

Gayretli çalışmaları sonucunda oluşturulan panelde Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) yönetim kurul üyesi Elif Aşlamacı Gıda ürünün önemine dikkat çekerek sağlıklı ürün için derneklerinin çalışma misyonunu vurguladı.

Gerçekdende kanımızca Koronavirüsün katlanarak yayılması, markaların pazarlama stratejilerini neredeyse tamamen hareket halindeyken değiştirmek zorunda kalmasına neden olması, markaların bu salgının ortasında benimsemesi gereken yaratıcı pazarlama stratejisine ihtiyaç duyulmasıdır.



COVID-19 salgının, dünyaya yayılmasını kontrol etmek ve eğriyi düzleştirmek için daha katı önlemler almaya zorladı. Bu tür sıkıntılı zamanlarda, markaların hedef kitleleri ile ilettikleri anlatının mantıklı olmasını sağlama sorumluluğu vardır ve bu da pazarlamacılar için zorluk teşkil etmektedir. Pazarlama kampanyalarını değiştirmek ve pazarlamaya tamamen yeni bir yaklaşım benimsemek zorundalar. Markaların empati kurması gerekse de küresel krize karşı tarafsız bir duruş sergilemeleri gerekiyor.

Hedef kitleleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak doğru mesajı yaymak markaların sosyal sorumluluğudur. Birçok marka bunu sosyal mesafeyi ve diğer güvenlik önlemlerini teşvik eden iyi düşünülmüş kampanyalar yoluyla ve diğerleri bağışlar sunarak gerçekleştirdi. Etkileşimi Artırmak için Sosyal Medyayı Kullandı. Ruh sağlığına öncelik veren mesajı yaymak için Influencer pazarlamayı kullanarak sağlık korumasına destek verdi.

COVID-19 için pazarlama kampanyaları ve mesajlar hazırlarken, satışlarını sürdürmek, hedef kitleye değer katmak çok önemli. COVID-19 Pandemi, "dijitale geçme" hızımızı hızlandırdı ve birçok çevrimiçi sektöre yeni bir güç verdi. 

Daha önce  Zoom'a hiç bu kadar bağımlı olmamıştık, bu da dijital pazarlamacılar olarak teknolojiye olan bu yeni güveni kendi yararımıza kullanan kararlar almak istediğimiz anlamına geliyor. Pazarlama planı içinde yeni stratejileri gerektiriyor.

Panel katılımcıların soru ve katkılarından sonra destek verenlere sertifika verilerek devam etdi. Toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com

19 Kasım 2020 Perşembe

Arı Ürünleri Sempozyumu

  Bal Gibi Sempozyum

Tarımın dayandığı canlı ekosistemlerin korunmasında kilit rol oynayan, tarım ve bahçecilik endüstrilerin kıvılcımı arıcılık sempozyuma katılımın rekor düzeyde olması, insanların daha sağlıklı, doğal sağlık ürünleriyle refah arzusunda olduğunu doğruluyor. 


Yüksek katılım ile gerçekleşen “Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri” Sempozyumu; Başkanlığını Celal Toprak’ın ( EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı) yaptığı Güvenilir Ürün Platformu,Türkiye Arıcılar Birliği ile birlikde Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın kurucularından olduğu BEE’O desteği ile düzenlendi. 

Sempozyumun İncisi Türkiye Arıcılar Birliği Başkanı Ziya Şahin’in gündemle örtüşük olan sözüydü. “Arıcılık sektöründe Corana’ya yakalanan yok” Pandemi sürecinde; Bal, propolis başda olmak üzere arı ürünlerin bağışıklık sisteme getirdiği olağanüstü yararını vurguladı.. 

Sempozyumun ana moderatörü Celal Toprak Yaşamlarımız, gıda ve beslenme güvenliğimiz, çevremiz ve evrimimiz için temel olduğu, önemini vurgulamak için bu sempozyumun  fırsat olduğunun altını çizdi.

Arılarla ilgili geleneksel yerli bilginin rolü ve arıcılardan arı tüketicilerine geçiş ve hatta geleneksel tıp ve arılar sayesinde daha geniş ürün ve hizmet çeşitliliği, kamuya açılan pencere olarak, Basınıda ilgilendirdiğini bu konuda kendi payımıza düşen hizmeti, desteği vereceğimizi söyledi. 

Türkiye’de arıcılığın durumu ve mevzuatlar, dünyadaki gelişmeler ayrıca Anadolu arı ürünlerinin farkı ana başlıkların ele alındığı sempozyumda. 


Akademik çevrelere yaptığı desteklerler ile bilinen BEE’O Kurucusu ve Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı kapsamlı bir sunu yaptı. 


Arı ürünlerin globalde 3 trilyon dolarlık bir pazardan pay aldığını, Sekiz milyon arı kovanımız ve 70 bin arıcımızın olduğunu söyleyen Aslı Elif Tanuğur Samancı, Dünya’da arıcılık ve arı ürünleri anlamında çok önemli bir potansiyele sahib olduğumuzu, Arı ürünleri özellikle propolis önümüzdeki yıllarda hem talebi hem de tüketimi artacak doğal ürünler olacağını belirtdi.


Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Yerli üretim ve ihracat yapan firmalara teşvikler var, bunlar daha da arttırılmalı. Dünya’nın ikinci arıcılık ülkesi olarak arı sütü, propolis, polen gibi katma değerli arı ürünlerinin standardı ülkemiz tarafından hazırlanmalı ve dünyaya örnek teşkil edecek şekilde sunulmalı. Bu konuda, ülkemizde yeterli kalitede ürün, donanımlı akademisyenler, yeterli alt yapıya sahip kamu kurumları, firmalar ve eğitimli arıcılarımız mevcut. Hep birlikte el birliği ile Anadolu ürünlerini Dünya markası yapmak için çalışmalıyız. Bu konuyu bir devlet politikası ve stratejisi olarak ele almalıyız.”şeklinde konuşmasını slaytlarla destekledi.

Yurtiçi ve yurtdışından 2000’in üzerinde kişinin katıldığı webinarda BEE’O ve Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı Ali Timuçin Atayoğlu, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nevzat Artık, Türkiye Arıcılar Birliği (TAB) Genel Başkanı Ziya Şahin, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Selman Ayaz konuşmalarında;

Ar-Ge çalışmaları yapılması gerektiğini, Endemik bitkilerde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak, doğal ürünlerimizi insanlarımızla buluşturmanın şart olduğunu, arı ürünlerinde kodeks çalışmalarının çok hızlı ilerlediğini, ilgili bakanlığın sahte bal başta olmak üzere hileli ürünlere açılan savaşları ve daha pek çok konuyu işlediler.     

Tüm gün süren sempozyumdan çıkardığımız özet anlayış; Arıcılık yeşil hareket olarak doğaya dönüşü, arıların biyolojisi ve balın kalitesinin artırılması, tamamlayıcı veya alternatif tıbbın ve hatta kendi kendine ilaç tedavisinin hasta için öneminin bilinci, üretilen birçok bitkisel ürün veya madde insan organizması için iyileştirici niteliklere sahip oluşu, apiterapinin yardımcı ilaçlarla iyileştirmede uygulanan tıp dallarından biri olduğu, ıslah stokları için hibrit tohumları elde etmemize yardımcı olan arılar olduğunu, yüzyıllar boyunca, arıcılık, kırsal ve yerli toplulukların geçim kaynaklarına katkıda bulunduğunu, önemli sosyal, ekonomik ve çevresel faydalar sağladığını, geçim kaynağından ziyade bir yaşam tarzı olduğunu. Arıların, tozlaşmada ve tarımsal ürünlerin verimini ve kalitesini artırmada hayati bir rol oynadığını,öğrenmiş olduk. 

Gerçekdende, Arıcılık, tarımsal üretimin, gıda güvenliğinin ve çevrenin iyileştirilmesine yardımcı olurlar. Biyolojik çeşitliliği için çok önemli olan arılar insana yakışır işlerin ve gelirlerin önemli bir kaynağıdır.


yilmazparlar@yahoo.com


2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

Çek Tatların Buluşması Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı, Slovak...