10 Ekim 2023 Salı

Adana Lezzet Festivalde Osmanlı Seçkileri-Yılmaz Parlar

  Adana Lezzet Festivalde Osmanlı Seçkileri

Milletlerin tarih boyunca doğayla girdikleri etkileşim sonrasında tecrübeyle oluşturdukları yemek kültürü onların damak zevkini, zerâfetini ve beslenme alışkanlıklarını yansıtmaktadır.



7.Uluslararası Adana Lezzet Festivalde; Bilal Uludağ’ın Başkanlığını yaptığı Sarıçam Belediyesi Standında Duayen aşçı, yemek uzmanı, Recep İncecik ve Ödüllü şeflerimizden Reşat Aydın Adana’nın kadim 2  seçkisini sundu. Tariflerini verdi.

Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne hocalarından Mehmed Kâmil'in 1844'ten sonra yazdığı ve 1844'te taşbaskı halinde yayınlanan ilk yemek kitabı olan Melceü't-Tabbâhîn'iyi dahil tüm Osmanlı yemek kitaplarını kütüphanesinde bulunduran  konusunda Osmanlı Yemekleri duayen aşçı, yemek uzmanı, Recep İncecik sayısız denemelerle damıtma usulüyle gerçekleştirdiği, unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı şerbetlerinden  tarifini paylaştı. Çağrıda bulundu..Yemeklerde Sağlıklı İçeçek Şerbet İçiniz.. "Kendiniz Yapın-Kendiniz İçin"



Recep İncecik Adana’nın tüm baharatların kullanıldığı Haşlama şerbeti ile Soğuk meyan köklü karanfilli şerbet ve nar, kızılcık daha bir çok meyve katkılarıyla sıcak şerbeti hazırladı.


Şef Reşat aydın, Diykebrige aşı yemeğini yaptı.

Cildi güzelleştirin hazmı kolaylaştıran 600 yılık unutulmuş bir lezzet olduğunu söyleyen Şef Reşat aydın, “Yaptığımız yemek 1400 yıllarına ait güzellik iksiri unutulmuş bir lezzet” olarak tanımlıyor.



“Diykebrige” 14. yüzyılda Osmanlı Mutfağı’nda cildi güzelleştiren bir yemektir. Osmanlı Mutfağı’nın günümüzün modern mutfak literatürünün ilerisinde, sağlıklı tıbbi nitelikler taşıyan, dünyada eşi benzeri olmayan tıbbi faydaları anlatan ve mutfak hiyerarşi sisteminin baş mimarı, başlı başına bir füzyon mutfak niteliğini taşıyan engin eşsiz bir mutfak kültürü olduğunu söylüyor Reşat Aydın



Reşat Aydın “14. yüzyılın sonu, 15. yüzyılın başlarında, kaleme aldığı yazmalarıyla, Anadolu coğrafyasında adını duyurmuş meşhur bir hekim olan Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin, sağlıklı yiyecek içecek, giyecek, spor, ilaçlar gibi muhtelif konulardan bahseden “Ya’kübiyye”  adlı eseri bulunmaktadır. Sağlık koruma prensipleri, ağır ve hafif yiyecekler, yaz ve kış sporları, ata binme, uyku düzeni, teskin edici ilaçlar, bazı ilaç tertipleri, bazı bitki çaylarının, infizyon ve dekoksiyon halinde hazırlanmalarından da bahseden, “Ravzatu’l-ltr” adlı eczacılıkla ilgili bir eseri de vardır.

Tarihin en büyük hekimlerinden biri olan, Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde bulunan, ilk sayfası eksik ve son sayfaları olmayan adı belirsiz olan yazma yemek kitabında, insan sağlığına etkilerini belirtir. Cildi güzelleştiren “Diykebrige” adlı bir yemek tarifi ve faydalarını eserde anlatır.”  Diyen Aydın

“Diykebrige, cildi güzelleştirir, yiyecekleri sindirir, iştahı açar, ağız kokusunu giderir, buharın beyine çıkmasını engeller, yemeklerden sonra ekşi geğirenlere, kalp ağrısına, kusmaya ve balgamdan dolayı oluşan baş dönmesine son derece faydalı bir yemektir. Bu güzide yemeğin tarifini sizlerle paylaşırken, unutulmuş, güzellik iksirini denemenizi bir şef olarak tavsiye ediyorum.” şeklinde faydalarını sıralıyor.



Diykebrige Aşı

Malzemeler: 100 gram sadeyağ (tereyağı), Yüz gram kuyruk yağı (çok küçük doğranmış), 500 gr kuşbaşı doğranmış kuzu eti, Yarım su bardağı akşamdan ıslatıp yıkanmış nohut, Bir baş soğan, 750 gram küçük baklava dilimi şeklinde doğranmış pırasa, 8 adet dövülmüş kırmızı tane biber, Bir kaşık sirke, 100 gr çekirdekleri çıkarılmış kızılcık, Yarım bağ doğranmış taze kişniş (aş otu), 4 adet taze defneyaprağı, Bir tatlı kaşığı dövülmüş kuru kişniş, Yeterince tarçın, yeterince kemik suyu, Bir tatlı kaşığı bal.

yilmazparlar@yahoo.com


26 Eylül 2023 Salı

Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin-Yılmaz parlar

   Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin

6-7-8 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleşecek 7’nci Adana Lezzet Festivalin tanıtımı İstanbul Ortaköy Feriye Lokantasında yapıldı. Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, yaptığı  konuşmasında “Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin” dedi



Festivalin tanıtım toplantısına Adana Valisi Yavuz Köşger, Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Teknik Direktör Fatih Terim, Ünlü Şef Somer Sivrioğlu ve Sanatçı Haluk Levent başta olmak üzere ünlü Adana’lılar katıldılar.




Festivalin tanıtımını sonrasında Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adana Valisi Yavuz Köşger mangalın başına geçtiler ve bizzat kendilerinin hazırladığı Adana ciğerini ve Adana kebabını davetlilere ikram ettiler. 



Lansmanda kısa film sonrası program açıklandı. Festivalin kilit isimlerinden İş insanı Ebru Koralı Adana’nın gastronomi hakkında bilgiler aktardı.



Adana Valisi Yavuz Köşger, ‘’Adana’nın en büyük özelliği  gastronomi mutfağı, kendine özgü pişirme, sunma ve ikram etme, misafirlerini ağırlama alışkanlığıdır.  Bu turizm açısından önemli bir husustur.” Turizmi geliştirmek istiyorsanız bir dinamo bir lokomotif belirlemeniz lazım. Adana’nın turizmdeki lokomotifi gastronomidir, lezzettir, mutfağıdır, misafirperverliğidir, sunum tipidir. Gözünüz şenlensin, gönlünüz doysun. Arkasından tabii ki o enfes yemekleri, damak çatlatan lezzetleri ile bedeniniz ve ruhunuz doysun. Onun garantisini veriyorum” dedi.



Vali Köşger, “Adana'da aslında lezzet 365 gün boyunca yaşanıyor ama zirveye ulaştığı bu lezzetin, bütün lezzet bileşenlerini aynı ortamda buluştuğu 3 gün yaşayacağız. Bütün hemşehrilerimizi, vatandaşlarımızı, tüm Türkiye'yi bu 3 günlük şölene bekliyoruz. Lezzetin zirve yaptığı Adana'da,  Adana'nın akla gelen bütün lezzetlerini aynı alanda buluştuğu ve en üst sunumlarını gerçekleştirdikleri bir şölen olacak inşallah. Bu şölen havasında ise bütün hemşehrilerimizle olmak istiyoruz. Bu yıl katılımın 1 milyonun geçmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise “Böyle bir kentin belediye başkanı olmaktan çok mutluyuz, gururluyuz. Adanalı olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Adana, biliyorsunuz ki tek yönlü bir kent değildir. Sadece lezzetle anılmıyor. Sanatla, kültürle, tarihle, sıcakkanlı insanlarıyla, doğasıyla, deniziyle hakikaten çok çok önemli değerleri var. Bir anda o kadar çok değeri bir anda barındırabilen başka bir kent var mı dünyada? Bilmiyorum varsa bile sayısı çok azdır. Dolayısıyla Lezzet Festivali de Adana'ya yakışır bir biçimde oluyor. Yani lezzet deyince ilk başta Adana akla gelir” sözleriyle lezzet şehri olduklarını vurguladı.



Cumhuriyetin 100’üncü yılında, ‘erken Cumhuriyet dönemindeki menüler’ ana odağında düzenlenen festivalde “davetler ve yeme içme kültürü, cumhuriyet dönemi sofralara gelen kadın erkek eşitliği, Türk mutfağının bugünkü imajı, Türk girişimcilerin marka restoranları sayesinde Türk Malı ürün ve hizmet kalitesinin dünya ile buluşmasından zeytinyağına, yerli malların ihracat potansiyeli’ gibi konular ve çok çeşitli konular ele alınacak.


yilmazparlar@yahoo.com

18 Eylül 2023 Pazartesi

Başkan Çorba Dağıttı-Yılmaz Parlar

  Başkan Çorba Dağıttı

2.Bursa Gastronomi Festivali açılış etkinliğinde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, vatandaşlarına kendi elleriyle bizzat Muradiye Çorba ikram etti.



Bursa gastronomi merkezi olması yolunda hayat bulan 2. Bursa Gastronomi Festivali, etkinlikleriyle Bursa Gastronomi Şehri olduğunu Zihinlere yerleştirdi.



Her şeyden önce bir tarım kenti olan muhteşem Uludağ Dağı eteklerinde yer alan ve Uludağ'dan akan suların suladığı bereketli çok verimli topraklar üzerindeki Yeşil Bursa, birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biri olarak sanayi kadar, tarih, kültür ve turizm açısından da değerli.



Düzenlenen açılış töreniyle başlayan, Büyükşehir Belediyesi’nin yerel gıdaya sahip çıkmak, mutfağını ve bölgenin coğrafi işaretli ürünlerini öne çıkarmak amacıyla hayata geçirdiği Uluslararası Gastronomi Festivali, son yıllarda kültürel unsurlarıyla da ön plana çıktığı ve turizmde çeşitliliği arttırmak için gastronominin üzerinde durulması gereken en önemli unsur olduğu bilinci yaygınlaştı.



Başkanlığını Alinur Aktaş’ın yaptığı Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Bursa Gastronomi Festivali mehter takımının birbirinden güzel marşları eşliğinde Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa protokolu, Başkanlığını Ramazan Başan’ın yaptığı Gastroder Gastronomi Kültür ve ve Seyahat Derneği, Yüksel Aktaş’ın Başkanlığını yaptığı Bursa GTD Gastronomi Turizm Derneği, BTSO Mutfak Akedemisi, Aşcılar Federasyonu şefleri, Simge olan Karagöz Hacivat, Bursa Kılıç Kalkan ekibi Başta olmak üzere STK’ ların oluşturtuğu renkli atmosfer yaratan kortej ile başarılı festival başlamış oldu.




Ertuğrulbey Meydanı’nda son bulan yürüşde yapılan aş duası yapılarak (“Hakk şerleri hayreyler. Arif olan seyreyler. Görelim Mevla neyler. Neylerse güzel eyler. Ya Hakk ya bismillah”) Belediye Başkanı Alinur Aktaş festival ziyaretcilerine çorba ikram etti. Kılıç kalkan gösterisi sonrası, Merinos Park Festival alanında İstiklal marşımızın tüm katılımcıların yoğun gür sesiyle okunması ardından açılış konuşmaları yapıldı.



Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş. Geçen yılki festivalden mükemmel sonuçlar elde ettiklerini ve festivalin hemen ardından konunun tarafları ile toplanıp, neler eksikti' ve daha neler yapılabilir konularını irdelediklerini ifade  etti.



Başkanı Alinur Aktaş, özetle "Bursa sahip olduğu tüm değerlerin yanında aynı zamanda bir turizm şehri. Turizmin en büyük tetikleyicilerinden bir tanesi de gastronomi. Turist geldiğinde yemek istiyor, içmek istiyor. İşte bu noktada var olan potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Allah'a hamdolsun çok da güzel gidiyoruz. Bu seneki parolamız da 'Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi'. Çünkü bizim 30 tane coğrafi işaretli ürünümüz var. 5 tane de bekleyen var. En son Yenişehir Biberi ve Keles Kirazı'nın tescilini aldık. Bursa ürünün topraktan ta ki sofrada yemeğe dönüşene kadarki sürecin tüm aşamalarına ev sahipliği yapıyor. Bu ürünlerin hepsi Bursa'da yetişiyor. Burada sadece Bursa'nın ürünleri değil, Erzurum'un çağ döneri de var Urfa'nın kebabı da var. Çünkü Bursa gerçekten renkli bir mozaik. Bursa'da 80 vilayeti, Balkanları Kafkasları bulabilirsiniz. Burada kadın kooperatiflerimiz var. Yine depremzede 11 ilimize davet gönderdik. 8 ilimizden dernekler burada.” dedi 



Bursa Valisi Mahmut Demirtaş "Mevcut potansiyelimizi daha yukarı çıkarmak, Bursa'yı bu coğrafyanın en ünlü gastronomi destinasyonlarından biri halinde getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Anadolu'nun enfes lezzetlerine ev sahipliği yapan Bursa'mızın geleneksel mutfağını dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyacağız" şeklinde hedeflerini çizdi



Renk katan yarışmalarıyla, gastronomi konulu panellerle devam festival hem eğlendirdi, hem bilgilendirdi. Farkındalık yarattı. Kadın Kooperatifler büyüme tanıtma fırsatı buldular. Destek gördükleri kendi ilçe belediyelerce ve Büyük şehir belediyesince kadın girişimcilere ilham verdiler.




yilmazparlar@yahoo.com 



11 Eylül 2023 Pazartesi

Bölgesel Potansiyeli Güçlendirmek-Türkiye'nin Kalkınma Yolu-Yılmaz Parlar

  Gıda fuarına damga vuran etkinlik

Doğru bilinen yanlışları konuştular Gıda Fuarı’na damga vurdular

 

Güvenilir Ürün Platformu tarafından Gıda Fuarı kapsamında düzenlenen etkinlikte doğru bilinen yanlışlar masaya yatırıldı. Türkiye’nin dört bir yanından seçilen ve kırsal kalkınmaya katkı sağlayan kurumlara ise başarı ödülleri verildi.



Güvenilir Ürün Platformu tarafından en büyük gıda fuarı Worldfood kapsamında gerçekleştirilen “Bölgesel Potansiyeli Güçlendirmek: Türkiye'nin Kalkınma Yolu” panelinde doğru bilinen yanlışlar konuşuldu ve etkinlik fuara damgasını vurdu. İHBİR Başkanı Kazım Taycı ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer’in açılış konuşmaları sonrası Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte çikolatada, makarnada ve içecekte  doğru bilinen yanlışlar üzerine konuşmalar yapıldıi.



Güvenilir Ürün Platformu Onursal Başkanı ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer konuşmasında; “Mensubu olduğum Güvenilir Ürün Platformu içinde özellikle başkanımız Celal Toprak ve Worldfood yöneticilerine teşekkür ediyorum. İstanbul Ticaret Odası, 700 bin üyesiyle İstanbul’da faaliyet gösteren tüccarlara hizmet veren bir sivil toplum örgütü. 81 komitemizde bütün sektörleri temsil etmekteyiz. Bugün burada yöresel ürün ve üretimle ilgi toplandık. Günümüz ekonomisinde ölçek en yüksek seviyede rağbet gördüğü bir dönemde yöresel üretimin ve hane halkı üretiminin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Ölçek ekonomisi üretimlerinin yani gerek dış kaynaklı alımların gerekse büyük ölçekli üretimlerin yöresel ve hane halkı üretiminin zayıflamasının bugün yaşadığımız krizin en büyük sebeplerinden birisi olduğuna inanıyorum. Bu sebeplere yurt dışından gelen ürünlerin döviz kaybını da ekleyebilirim. Pahalılaşan hayat neticesinde aile ve bireylerin bir müddet sonra ürünlere ulaşamaması vesilesiyle hayatlarının zorlaştığını görmekteyiz. İnşallah bu tip toplantılar yöresel üretimlere destek ve vesile olur. Ülkemizdeki enflasyonun yükselmesine engel olur” diye konuştu.



İHBİR Başkanı Kazım Taycı “Öncelikle böyle bir platformda verilen söz hakkı için çok teşekkür ediyorum. Bu fuar hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum.. Bu fuarla ilgili biz kendi cephemizde çok mutlu ve gururluyuz. Aslında tarihi bir an yaşıyoruz çünkü Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Türkiye’de bu kadar büyük bir gıda fuarı düzenlenmemişti. Bu fuarı düzenleyebilmek için Türkiye’nin bütün gıda STK temsilcileriyle bir araya geldik. TİM çatısı altında bulunan gıda dernekleri federasyonuyla ve daha birçok isimle bir araya geldik. Belirli konularda bir türlü mutabakat sağlayamadığımızı konuştuk. Farklı fuar firmalarıyla birlikte düzenlenmiş parça parça bölük bir halde kaldığını ancak büyük bir fuar haline getiremediğimizi fark ettik” dedi ve şöyle devam etti: “Firma sayımız, ihracatımız, üretimimiz aslında bunun için yeterli. Hem de İstanbul gibi muhteşem tarihi ve güzellikleri olan bir coğrafyada Neden bizim Anuga’mız olmasın, uluslararası bir fuarla İstanbul’u taçlandıramıyoruz? Diye sorduk kendimize.  Omuzlarımızın üzerindeki apoletleri bir kenara bırakıp kolları sıvadık. Çok büyük bir özveri ve fedakarlıkla geçtiğimiz yıl 25.000 metrekare stant oturumlu alan içerisinde düzenlenmekte olan bu fuar bu yıl tam 40.800 metrekare üzerinde toplandı. 1160 katılımcı firmamız var. Yurt dışından gelen yaklaşık 34.000 misafirimiz var. Bunların 800 tanesini VIP misafirimiz olarak ağırladık. Polonyalı bir firmamız “Bu fuar artık bizim için Anuga kadar önemli, bir sonraki yıl içi rezervasyonlarımızı yaptırdık.” Dedi. Aynı olumlu dönüşleri Çekya ve ABD’den katılan firmalarımızdan da aldık.”



Kazım Taycı fuarların ekonomimize olan katkısını şu sözlerle anlattı:

“Kullandığımız fuarcılık tekniğiyle birlikte bu fuar için yapılan hesaplamalara göre bir milyar Euro gibi muhteşem bir rakam ortaya çıktı. Bu yıl ki beklentimiz fuar sonuna kadar toplam bir buçuk milyar Euroluk iş bağlantısı. Yurt dışından gelen insanların otellerimizde, ulaşım araçlarında, restoranlarda, turistik yerlerimizde harcadığı para da cabası. Böyle bir fuarı birliktelikle bir araya getirdik. Bunun mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. İnşallah vatanımıza ve milletimize hayırlı uğurlu olsun.”


Açılış konuşmalarının ardından etkinliğe geçildi. Etkinlikte konuşan Mutlu Makarna Yönetim Kurulu Üyesi Ali Göymen, “Ana ham maddemiz durum buğdayı. Tarımsal Organize Projelerini gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Pandemiden sonra birden artan tüketim, sonrasında da stabil bir tüketim oranıyla devam ettik. Türkiye’de 750 bin tonluk makarna tüketimi var.  Bunun yüzde 15’lik kısmını mutlu makarna tüketicileri ulaştırıyor. Bütün süreçte, kendi iç sloganımız olan, “İnsana saygılı, Dünyada saygın bir marka olma stratejisi ile üretim gerçekleştiriyoruz. Makarna deyince akla İtalya geliyor. Fakat dünyada, üretimde Türkiye hiçbir şekilde geri kalmış değil. Tam aksine, aynı çizgide. Biz Türkiye olarak dünyada ihracatta ikinci sıradayız. Tabi burada Türkiye’nin Avrupa’ya olan bir makarna ihracatında kota var, bu kotayı şu an aşmaya çalışıyoruz” dedi.



Oğuz Gıda Ceo’su Enes Öner “Kendi ülkenizde bilinmezseniz, yurt dışına açılmanız çok zor. Benim meyve suyu bahçelerim var meyve suyu üreticisi olduğum için; ya dışarıdan bulamazsam diye kendi meyve bahçelerimde meyvelerimi üretiyorum. Adana’daki 2. fabrikam püre fabrikası, o meyveleri püre haline getirmeye çalışıyorum. Diğer fabrikamda da paketliyorum. Bunu neden yapıyorum: Dışarıdan bir bağımlılığı engellemek için, her sürecini birebir kontrol edebilmek için, maliyet dengesini kontrol altında tutabilmek için. Biz Türkiye olarak her şeye çabuk uyum sağlıyoruz, o zaman zorluklara adapte olmaktan ziyade, bence büyümeye de adapte olmak lazım. Daha büyük oyuncularla rekabet etmeye hızlı uyum sağlamamız lazım. Çalışmadan, gitmeden, yapmadan olmuyor.” sözleriyle üretim sürecindeki tecrübelerini paylaştı.


Panel sonunda Güvenilir Ürün Platformu tarafından gıda sektörüne, kırsal kalkınmaya ve tüketici farkındalığına katkı sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür sertifikası verildi.


İşte başarı sertifikası alanlar;

Aydın Ticaret Borsası

Gaziantep Ticaret Borsası

Gemlik Ticaret Borsası

İstanbul Ticaret Borsası

Muratbey Peynir

Yayla Agro

Seyidoğlu Gıda

Aktaşlar Lezzet Grubu

Baklavacı Mehmet Yıldırım

Fit Fatih-Fatih Belediyesi

Eksun Gıda -Sinangil

Happy Center Marketler Zinciri

Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası

6 Ağustos 2023 Pazar

Karpuz Festivale AGAFED Ruh Verdi-Yılmaz Parlar

  Karpuz Festivale AGAFED Ruh Verdi

Medeniyetleri özel kılan sahip olduğu tarihi birikimden süzülerek gelen mutfak kültürüdür.

Başkanlığını Hüseyin Uzunlar’ın yaptığı, Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesince düzenlenen, “Ferhadanlı Karpuz Festivale” Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu (AGAFED) gerek mutfak dekor sanatıyla gerekse inovatif karpuz yeme içme türevlerince yapmış olduğu katkıları ile ruh verdi.



Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu (AGAFED) Başkanı Ahmet Karaman yaptığı konuşmasında AGAFED  tarafından festivale özel yapılan Tekirdağ Karpuz Dondurmasının bundan sonra tescilli ürünü olmasını ve “Tekirdağ Karpuz Dondurması”nın marka olmasını bildirmiş oldu.



Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın Tekirdağ sadece köftesiyle değil bundan sonra karpuzuyla anılmasını söylerken “Tekirdağ Karpuz Dondurması” marka olma yönünde ön plana çıkmış oldu.



Avrasya Aşçılar Derneği (AVADER), İstanbul Aşçılar Derneği (İSAŞDER), Çanakkale Aşçılar Derneği (ÇAD), Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği (MAPAD) Trakya Turizm ve Gastronomi Derneği(TUGASDER) den oluşan AGAFED Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonunun; Başkanı Ahmet Karaman, Genel Sekreter Adem Yılmaz (İSAŞDER -İstanbul Aşçılar Derneği Başkanı ), Sanatsal karpuzları işleyen Durmuş Yılmaz (MAPAD -Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı) Hülya Bektaş (İSAŞDER- İstanbul Aşçılar Derneği Kadın Kolları Başkanı) ve Sadık Aybaş başda olmak üzere AGAFED üyeleri standlarında; Soğuk Karpuz Çorbası, Soğuk Karpuz Türk kahvesi ve Karpuz Dondurması gibi inovatif türev ürünler hazırladılar..Tüm Ziyaretcilere ikram etdiler.



Turizm ve gastronomi arasındaki bağlantı çok güçlüdür. Turistler seyahat ederken biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için sadece yemek zorunda olmakla kalmaz, gastronomi de turistlerin deneyim kalitesine katkıda bulunur, böylece genel seyahat deneyimine damgasını vurabilir. 



Festival bölgeye Turizmi kazandırır, turizmde o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır. Festival sayesinde kentteki üretimlerin marka değerini artıracağı şüphesizdir. 



Bu bağlamda festivallerin sürdürebilirliği bir kez daha gerekli olduğu aşikardır. Şehirlerin markalaşmasında gastronomi turizmin önemi yadsınamaz, Doğa ve sürdürebilirlik, sağlıklı, lezzet, yerel, mutfağının tarihsel kökenleri araştırılmalı ve öyküleri tanıtılmalıdır.     



Aynı zamanda tarım kenti olan Tekirdağ muhteşem bereketli çok verimli topraklar üzerindeki birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biridir. İnce kabuğu ve az çekirdeğiyle meşhur olan karpuzuyla da tanınmıştır.



Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen, 05 Ağustos 2023 Cumartesi günü açılışı yapılan, 2. Ferhadanlı Karpuz Şenliğine   Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan ve Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar başda olmak üzere İlçe protokolü katıldı.



Süleymanpaşa Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar, şenlik alanında yaptığı kısa konuşmada, Ferhadanlı karpuzunun kentte herkes tarafından bilindiğini söyledi. Uzunlar "Bu yıl şenliğin ikincisini düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Mahallenin karpuz gibi çok sayıda yöresel ürünü var. Bu tür etkinliklerle yöresel ürünlerin tanıtımını yapıyoruz. Kırsal mahallerimizde bu tür etkinlikler düzenleyerek farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz." şeklinde festivalin önemine dikkat çekti. 

Paşa Halk Oyunları Dans Topluluğu'nun gösterisiyle devam eden proğram spor ve eğlence aktiviteleri ile sürdü. Şenlik, sanatçı Zara'nın konseriyle sona erdi.

Gastronomiden söz edildiğinde yörenin yetiştirdiği meyve sebze endemik bitkileri de kapsar. Bunlarla da marka olma ön plana çıkar. 



Festivalde karpuz yeme yarışması çağrışım yaptı. Her yıl ağustos ayının son çarşamba günü İspanya’nın  Bunol şehrinde kutlanan "La Tomatina" diye adlandırılan Domates Festivali, İspanya'nın en önemli eğlence aktivitelerinden biri. Domates savaşı şeklinde geçen festival akıl almaz turisti çekebildiği gibi İspanya domatesin markasını oluşturdu. Avrupa’nın ¾ sebze ve meyve ihtiyacını İspanya karşılıyor. 300 milyar dolar üstünde ihracatları var. 

Karpuzun uzun raf ömürlü olması özelliğiyle üretimine daha çok özen göstermeliyiz. 

Önce Ferhadanlı ismi nereden geldiğini Belediye ilgililerine sorduk. Hukuk müşavirlerinden aldığımız bilgiye göre Köy ağasının Ferhad isimli eşine addetdiği öğreniyoruz. 



Karpuz üretim kapasitesini üreticelerden edindiğimiz tahmini bilgiye göre yöre olarak 100-120 ton karpuz yarı miktarda kavun sezon olarak elde edilen miktar. Elbetde fazla üretim ihracata yönelik hedefler yöreye şehre Türkiye’ye güzel döviz kazandırabilir. 

Sadece merkez ilçe Belediye Başkanlığı değil Tekirdağ Büyük Şehir Belediye Başkanlığınında festivale destekleri şartdır. Birlik, beraberlik iyi olursa festival daha da farklı boyutlarda gelişir. Umut ediyorum ki yerel idareler parti farklılıkları zenginlik olarak görerek bir arada daha güçlü bir şekilde ortak projelere imza atar. 

yilmazparlar@yahoo.com

26 Temmuz 2023 Çarşamba

Le Cordon Bleu Sürdürülebilir Reçeteler Gastroshow-Yılmaz Parlar

 Le Cordon Bleu Sürdürülebilir Reçeteler Gastroshow

Le Cordon Bleu Yönetici Eğitmen Şef Erich Ruppen’in Gastronomi eğitim mutfağı Vertical Garden



1895 yılında Paris'te kurulan, bugün Dünya genelinde pek çok ülkede faaliyet göstermekte olan, mutfak sanatları yönetimi programlarında yıllık yaklaşık 20 binden fazla öğrenciyi mezun eden, Le Cordon Bleu’nün Özyeğin Üniversitesi Mükemmellik Merkezi 25 Temmuz 2023, Salı  günü, Bağdat caddesi Vertical Garden’de Le Cordon Bleu Yönetici Eğitmen Şef Erich Ruppen tarafından  katılımcılara Fransız Mutfağından lezzetler sundu. Şef Erich Ruppen “Soğuk domates” çorbası ve “Domates ve  fesleğen senfonisi” yemekleri katılımcılara anlatarak izah ederek yaptı. 



Gerçekleşen Sürdürülebilir Reçeteler Gastroshow etkinliğinde Le Cordon Bleu İstanbul Yönetici Eğitmen Şef Erich Ruppen’e Özyeğin Üniversitesi Gastronomi Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Ömer Farukhan Yalçın ile Le Cordon Bleu Mutfak Diploması Sertifika Programı öğrencisi Medine Boz eşlik etdi.



Ülke, gastronomi turizmden istifa edebilmesi için öncelikle gasronomi eğitimine odaklanması gerekir. 



Gastronomi turizmi, bölgeye özgü yemeklerin sunulmasıyla o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır. Bu bağlamda gastronominin gıda biliminin önemi ve eğitimi bir kez daha gerekli olduğu aşikardır. 



Türkiye’de Özyeğin Üniversitesi ile işbirliği içinde eğitim veren, dünyadaki en ünlü ve saygın mutfak ekolü, Le Cordon Bleu’nün gastronomik vizyonumuzda etkisi önemli ölçüde yüksek seviyelerdedir. 

Fransa'daki mutfak geleneği ve profesyonel saygısıyla dünya çapında popülerliğe sahip olan Le Cordon Bleu, ayrıca ticari bir bağlamda, ticari şeflerin eğitimleri için, özellikle mesleklerinin üst seviyelerinde gelişimi konusunda çok yüksek seviyeli öğretim programları ile eşanlamlı hale gelmiş durumdadır.

İsviçre doğumlu Şef Erich Ruppen mutfak sanatları kariyerine 17 yaşında başlamış olup 1979 yılında eğitimini tamamlamış ve “Swiss Chef Diploma” almaya hak kazanmıştır. İsviçre’den Bermuda ve Güney Afrika’ya kadar uzanan bir coğrafyada birçok otel ve “fine dining” restoranlarda çalışmış.



1990 yılında Çırağan Sarayı Kempinski Otel’in açılışı için Türkiye’ye gelmiş ve 1996 yılından beri üyesi bulunduğu La Chaîne des Rôtisseurs Derneği’nde “Conseiller Culinaire” görevinde olan Şef Erich Ruppen, 2017 yılında Le Cordon Bleu İstanbul ekibine Yönetici Eğitmen Şef olarak katılmıştır

yilmazparlar@yahoo.com


15 Haziran 2023 Perşembe

Aile Mirası Reçeteler-Yılmaz Parlar

  Aile Mirası Reçeteler

Eskiden Yemeklerin Tadı Neden Daha Güzeldi?


Bugünün gıdaları ile bir asır öncesinin gıdaları arasındaki en büyük fark, içerdiği işleme ve katkı maddelerinin miktarıdır . 



Göçmen Artisan Bakery’nin desteği ile Selin Atasoy’un hayata geçirdiği, Sahrap Soysal’ın danışmanlığını yaptığı Okan Bayülgen’inde katıldığı destek verdiği ve yaptığı ön konuşma sonrasında, “Aile Mirası Reçeteler” projesi Dada Salon Kabarett’de tanıtıldı



Proje danışmanı Sahrap Soysal başda olmak üzere, Ayfer Yavi, Gilda Kohen, Meri Çevik Simyonidis, Müjgan Doğunç, Nadya Şener, Neylan Ziyalar, Sine Boran Art, Takuhi Tovmasyan ve Yıldız Küçükkurt kısa konuşmalar gerçekleştirdiler. Hamur işi tarifi ile birlikte hikayeleri, mutfak ve sofra kültürlerini paylaştılar.

Geçmişten bugüne gelmiş unutulmayan özel lezzetleri ve tarifleri projeye katılan isimler anekdotları ile anlatdılar.

Etnik kökenleri ve yerel lezzetleriyle Türkiye’nin bütününü dahil edecek şekilde aile reçeteleri arasından seçilen 50 tarif ve geldikleri ailelerin hikayeleri ile özel bir kitap hazırlanacak.

Göç ile birliktde yanlarında taşıdıkları kolay yapabildekleri hamur lezzetleri ile hem kültürel ilişkiler kurarak hemde aile fertlerini besleyen annelerden ninelerden miras kalan Lezzet Göçünün tarifleri böylece belgesele dönüşecek.

Lezzet Nedir?

Lezzet, yemekten zevk almamızda ve seçimimizde önemli bir role sahiptir. Dil, temel tadı tanıyan alıcılarla kaplıdır: tuzlu, ekşi, acı, tatlı ve Bu tat tomurcukları ayrıca ağız kenarında, yumuşak damakta, yanaklar, boğazın arkası ve yemek borusunda bulunur. 

Diğer faktörler de tadı nasıl deneyimlediğimize katkıda bulunur. Yiyecek ve içecekleri belli renklerde görmeyi bekliyoruz. Beklediğimizden farklı bir renge sahiplerse, beyin ağızdan ve gözlerden karışık sinyaller alacak ve tatları farklı olacaktır. 



Dokuların ve kimyasal etkileşimlerin benzersiz bir kombinasyonuna sahip olan ağız hissi, lezzetin nasıl algılandığını da büyük ölçüde etkiler. Pürüzsüz, çıtır çıtır, yumuşak, gevrek, sulu, kremsi, sıcak veya soğuk, hepsinin yediğimiz yemeğin lezzeti üzerinde etkisi vardır. 

Hafıza ve nostalji de bir rol oynar. Tat almanın hafıza üzerindeki etkisi , Kayıp Zamanın İzinde, Geçmişi Hatırlamak ' geçmişin tatları, Bugün yediğimiz yiyecekler ve tercih ettiğimiz tatlar, çeşitli istilacılar, çevreler, gelenekler, yeni keşfedilen topraklardan ve göçmenlerden etkilenen uzun, karmaşık ve büyüleyici bir tarihe sahiptir. Bazı tatlar zaman geçtikçe hayatta kalırken, diğerleri tamamen ortadan kalktı.

Nostaljik, sağlıklı, yerel ve egzotik tatlar, Lezzet trendleri sürekli değiştiği için gıda üreticileri, kaprisli gıda modasına ayak uydurmak ve tüketici tercihlerini karşılamak için çabalıyor

Lezzetlerin Önemi Nedir?


Lezzetlerin birincil işlevi , besleyici özellikleri olmadığı için gıdalara tat katmaktır . Tatlar hem doğal hem de yapay çeşitlerde gelir. Yapay tatlar, daha geniş ve daha çeşitli tatlar sağlamak için özenle seçilir.

Doğal ise, çok çeşitli tatlar elde etmek için meyveler, baharatlar ve sebzeler gibi doğal türevleri içerebilir.

Doğal tatların bile bir desteğe ihtiyacı vardır. Çoğu zaman, bu lezzet kombinasyonlarını elde etmek için karışımlarda minimum miktarda bileşik kullanılır. 



70'li yaşlarındaki veya daha büyük insanlara bugün yemeklerin tadının nasıl olduğunu sorarsanız, büyük olasılıkla size onların büyüdükleri şeye hiç benzemediğini söyleyeceklerdir. Birçoğu başlangıçta bunu değişen zamanlara ve tat alma tomurcuklarının yaşlanmasına bağladı, ancak bugün yapılan araştırmalar, yediklerimizin aslında geçen yüzyılda önemli ölçüde değiştiğini gösteriyor .

Aile Mirası Reçeteler” projesi, kapsamında farklı geleneksel reçeteler aracılığıyla bu tariflerin ait olduğu dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye göç eden ailelerin hikayelerini ve tariflerini kapsıyor.

Süryani, Ermeni, Musevi, Rus, Çerkes, Girit, Boşnak, Rum, Kürt, Arnavut, Bulgar ve diğer mutfak lezzetlerinin göçlerden sonra Türkiye’de nasıl yaşatıldığının ve aktarıldığının izlerini taşıyacak kültürlerin uyumunu işaretliyecek. 

Ayrıca projeye katılmak isteyenler, info@gocmen.co adresine, konu başlığına “Aile Mirası Reçeteler” yazarak e-posta gönderebilecek.


yilmazparlar@yahoo.com


2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

Çek Tatların Buluşması Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı, Slovak...