17 Ekim 2023 Salı

2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni-Yılmaz Parlar

 2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni

Başkanlığını Celal Toprak’ın (Yeni Platformlar Derneği (YAPDER) Bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu tarafından  2. Güvenilir Ürün Zirvesi" ve "Feed the Future Ödül Töreni" 16 Ekim 2023 Pazartesi günü Florya Crowne Plaza Hotelde gerçekleştirildi.



Güvenilir Ürün Platformu Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe’nin üstün gayretleriyle, Güvenilir Ürün Platformu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Güvenilir Ürün Zirvesi ve Feed the Future Ödül Töreni, 12 ülkeden gıda sektörüne yön veren isimleri İstanbul'da bir araya getirdi.



"El Ele" temasıyla gerçekleşen program kapsamında uzman konuşmacıların yer aldığı paneller, "israfa dur" diyen reçete denemeleri, workshoplar ve 12 ülkenin kamu ve özel sektör temsilcileri ile ülke masası toplantıları düzenlendi.

Gıda ve tarım sektörünü bir araya getiren Güvenilir Gıda zirvesinde önce Güvenilir Gıda önemine göz atalım;



Gıdanın önemi açıktır ve gereklidir. Gıda, insan vücudunun inşasında önemli bir unsurdur. Sağlıklı gıda bize gelişmek ve büyümek, aktif ve sağlıklı olmak, hareket etmek, oynamak, çalışmak, düşünmek ve öğrenmek için gereken besinleri ve enerjiyi sağlar. 

Yiyecek ve su vücudun beslenmesinin ve güçlenmesinin temel kaynaklarıdır ancak yediğimiz besinlerin birçoğunun herhangi bir besin değeri yoktur. 



Tam tersine diyabet, kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu nedenle vücuda yeterli besin değerini sağlayabilecek sağlıklı ve dengeli gıdaları tercih etmeliyiz. 


Besinler vücudumuzla, zihinsel ve sosyal sağlığımızla doğrudan ilgilidir çünkü her yiyecek veya sıvı, fiziksel ve zihinsel gelişimimiz için çok gerekli olan   karbonhidrat, protein , vitamin, mineral, yağ vb. belirli besinleri içerir.


Güvenilir Gıda zirveleri gıda israfını azaltarak sürdürülebilirliği artırmak;

Küçük işletmelere pazar erişimi sağlayarak ve istihdam yaratarak yerel ekonomiyi desteklemek, İnsanların fiziksel, zihinsel ve sosyal refahını iyileştirmek gibi farkındalığı artırarak temel faydaları sağlamaktadır.

Zirvenin sunuculuğunu gazeteci TV Programcısı Çetin Ünsalan üstlendi, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak açılış kısa konuşmasında bu sene ikincisini gerçekleştirdikleri etkinliğin tarım sektörüne katkılarından bahsederek, zirvede özellikle deprem bölgesinden gelen üreticilerin açtığı stantlar aracılığıyla oradaki üretimin desteklenmesi konusunda farkındalık yaratmak istediklerini açıkladı.

Propolis İnovasyon ödüllü BEOO arı ürünleri üreticisi BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı konuşmasında; “İklim krizin artık gündemde olduğu gıda üretiminin gündeminde olduğu şu günlerde ve Dünya Gıda Gününde bu çalışmanın gerçekleştirilmesi son derece önemli ve büyük bir sorumluluk bizim üzerimize düşen önemli bir sorumluluk.



Biz de bu sorumluluğu bilinciyle etkinliklerde daha fazla farkındalık yaratmak ve toplumda ileti artırmak için çabalıyoruz. 


Tabii ki bireyin en önemli hakkı olan yaşama hakkını ve yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu güvenilir ürünlere ve hizmetlere erişebilmesini sağlamak için kurduğumuz güvenilir ürün platformu, ailemiz yaptığımız bu çalışmalarla bu farklılığı artırarak aslında uluslararası seviyede bir bilinirlik ve ses getirmeyi amaçlıyoruz. 


Bugün bu arada yaşadığımız deprem felaketini de tabii etkileri ve izleri halen ülkemizde devam ederken hem Ziraat üretimi konuşacağız. Hem tarımsal  ekonomiye nasıl dikkat çekebileceğimizi el ele temasıyla bu yılın teması biliyorsunuz. 


El ele bu temayla bu tüm bu konuları ele alacağız. 

Israfa hep birlikte dur diyeceğiz. ve şartlar düzenleyeceğiz ve programla eş zamanlı olarak da depremler etkilenen tüm iller için perakende ile kooperatif el ele destekleri sektör profesyonellere yönelik kariyer toplantıları, beni hafife alma, inovasyon yarışması ve ödül töreni 


Bu akşam gerçekleştireceğimiz bir ödül töreninde 108 değerimiz tarafından 300 altmışa yarın başvuru 48 ismim bu akşam hep birlikte ödül alacak değerlendirildi. Hepsi çok kıymetliydi. Projelerin, jürilerin hepsi her projeyi değerlendirmediğini söyleyebilir. Yani ilişkili olabilecek konular ayrıştırıldı. Dolayısıyla tamamı bir değerlendirme yapıldığını da hatırlatalım. Gıda ve tarım sektörüne katkı sağlamak ve kırsal alanda ses getirmek amacıyla Türk insanına ses olmak amacıyla yaptığımız bu yarışmamızın her yere daha çok kişiye ulaşmasını ve sesini duyurmasını diliyoruz ve tabii ki üretici ve ürünlere ses olmasını diliyoruz. Kendini gelecek nesillerimizin ürünleri gıda ulaşmasına adamış sektör profesyonellerimiz, akademisyenlerimiz, üreticilerimiz ve gönüllülerimiz. Ayrıca bugün burada bulunarak farkındalığı katkı sağlayan herkesin dünya gününü kutluyorum.” dedi

 

Etkinliğin açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, zirvenin deprem bölgesindeki tarımsal üretim ve ekonomiye dikkati çekmek için "El Ele" temasıyla gerçekleştirilmesinin öneminden bahsetdi.

Bağcı, " Kent merkezleri ile birlikte kırsalın da hızlı bir şekilde ayağa kalkması için bakanlık olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bölgeye 14 milyar TL'ye yakın tarımsal ödeme desteği sağladık. Bölgeden 300 bin ton hububat ürünü aldık ve karşılığında 1 milyar 600 milyon TL ödeme yaptık. Bugün kullandığımız tohumun yüzde 97'si yerli üretimdir. Son 21 yılda üreticimizi tarımsal üretime teşvik etmek için onlara reel olarak 850 milyar TL tarımsal destekleme ödemesi yaptık. Üreticimizin doğal afetlere karşı emeğini ve alın terini korumak için TARSİM'i kurduk ve bu kapsamda 20 milyar TL'ye yakın ödeme yaptık. Su, sulama ve toplulaştırma alanında 479 milyar TL yatırımla 9 bin 585 tesisi hizmete aldık. Kırsal kalkınma yatırımlarıyla hem üretimi hem de ürün işlemeyi destekledik.

Bu kapsamda yaklaşık 93 milyar TL hibe desteği sağladık. Bu yaptığımız çalışmalar neticesinde sadece bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırarak 128,6 milyon ton üretim yaptık. Yine, hayvansal üretimdeki hayvan ve verim artışları ile büyük bir üretimin önünü açtık. Türkiye genelinde 7 bin 500'den fazla gıda denetçimiz ile yılda 1,3 milyonun üzerinde gıda denetimi yapıyoruz."şeklinde icraatlarını dile getirdi.



Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak da Bakanlık olarak yaptıkları çalışmaları paylaştı.

Özetle Uçarmak "Her ürettiğimiz ürünün bir niteliği olması lazım. İnsanları önce üretime teşvik etmek gerek. Üretimin sürdürülebilir şekilde planlanması çok önemli." dedi. 

Yörelere değer katan liderler ve üreten yöre üreten Türkiye Protokol imza töreninde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ordu belediye Başkanı Hilmi Güler tarım ile ilgili son yaptıklarını söylediler 

İstanbul Valisi Davut Gül organizasyonun sektör için önemine işaret ederek, çiftçiye destek verilmesi, kadınlar başta olmak üzere kooperatifleşmenin sağlanması, kooperatiflerin ve ürünlerin markalaşması gibi konulara dikkati çekti.

"Herhangi bir yerdeki çatışma, tüm dünyanın gıda arz güvenliğini tehdit eder hale geldi" şeklinde olumsuz tarafını işaretledi.

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz da ​​​​​​​bugün gıda konusunda dünyanın gündeminde olan iki konunun "gıda güvenliği" ve "güvenilir gıda" olduğunu söyledi.

İstanbul Ticaret Borsası desteği ile düzenlenen Zirvenin workshopunda, Gluten Free Karadeniz Mutfağı reçeteleri hazırlandı.

İSTİB Meclis Üyesi Süleyman Tarakçı, Masterchef Serap Aktan, Nalia Mutfak Koordinatörü Volkan Aslan ve Nalia Yöresel Ürünler Sorumlusu Fatma Tarakçı’nın hazırladığı, mısır tatlısı, muhlama, turşu kavurma ve mısır ekmeği yaptılar.

Diğer workshopta israfa dur denildi. Danet desteği ile yapılan Atıksız Coğrafi İşaretler workshopunda Danet Kalite Güvence Yöneticisi Furkan Sungur Uluçay, Gastronomi Yazarı Talip Bayram, Masterchef Serap Aktan ve Gastronomi İçerik Geliştirici Gülçin Polat yer aldı.

“İş Dünyasından çevreye yeşil ışık” panelinde moderator Gazeteci Mehmet Uluğtürk Hollanda örneğini verdi.

Hollanda yüzölçümü Güneydeki üç şehrimiz kadar Hollanda tarımsal ihracatı 236 milyar dolar. Adana'nın, Mersin'e, Osmaniye'nin tarımsal ürünün ihracatından 6 milyar dolarlık gıda ihracat gerçekleştirdiler.



Saydığım 3 kentin ihracatının toplam 6 milyar dolar içinde,tarımsal makinemiz var, yazılımımız var, her şeyimiz var. 6 milyar dolar... 

Yeşil mutabakatla son yılların en popüler konusu. Sürdürülebilir çevre en önemli konulardan ben ilk sözü Leyla Alaton’a  vermek istiyorum,” dedi


Leyla Alaton, “Sizden aldığım ilham kadarıyla konuşacağım ama, ilham verici bir konuşmaydı. Biz herhalde konuya bu kadar uzak. Uzak ve problemlerini bilmeden girmiş bir holdingiz yani. Eğer siz problemler var, ben uzak durayım derseniz hiçbir işe giremezsiniz ama değerlerimiz prensipleriniz ve şirket misyonunuz eğer uyuyorsa hiçbir zorluk yolunuzda sizi yıldıramazsınız. 

Peki biz o şekilde bu yola çıktık. Belki takip etmişsinizdir ki, emin ettiğiniz jeotermal saracılıkla işe başladık ama işi, tohum ve mikrogram gübreye kadar götürüyoruz ve asıl beni en çok memnun eden bütün bu grupların başına, Tamek eski Genel Müdür Melike Koçoğlu geldi. O da bu ay itibariyle daha yeni başladı. 


Çok heyecan verici en azından o kadar insana dokunan bir konu ki. Yani sabah böyle akşam yaptığımız bir şey. Hiç kimsenin bu konunun dışında bir fikri olabileceğini düşünmüyorum.” dedi


Leyla Alaton Karbon ayak izlerinden bahsetdi internet aracığı ile alınan üzerine binen temel ihtiyaçlarımızın israfları maliyetleri örneklendirdi. Fethiye’nin organik lezzetlerinden bahsederek örnek olarak gösterdi.  

  

BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı Kendi öz geçmişini, ailesinin Tıb sektöründen oluşunu kendi çocuğunun örneğinden yola çıkarak arı ürünleri serüvenini özetledi.


“Propolis aslında baldan farklı bir ürün. Arıların, ağaçların yaprak sap ve tomurcuklarından topladığı ürün. Üçlü bir antioksidan aslında doğadaki en güçlü doğal antioksidan arılar da bunu kovanda her petek gözünün içerisine kaplıyorlar.


Bakteri, virüs ve mantarlarda darp duruyorlar ve bu amaçla kullanıyorlar aslında. Dolayısıyla biz insanoğlu da aslında ülkemizde yok olup gitmekte olan ya da heba olmakta olan bir değerin, farkına varıp bunu ortaya çıkardım diyebiliriz. Aslında tam olarak yaptığım şey bu. Çünkü Türkiye olarak aslında dünyada arıcılıkta üçüncü büyük ülkeyiz. Çin'den ve hindistan'dan sonra 8. 2.000.000 arı kovanımızla ve 75.000 aracımızla dünyada üçüncüyüz. Ülkemiz sadece bol üretiyordu. 

Diğer katma değerli adı ürünlerin propolis ar üstü tüm polen arı ekmeği arı zehirli gibi bunların üretimi yok. Derece kadar azdı ve ticari boyuta ve ürünümüz yoktu. Ülke olarak yani aracıların bireysel kendi yaptıkları veya çevrelerini yaptıkları uygulamalar vardır. Transferda diğerleri Anadolu ürünlerimizi üretilmiş katma değer ağır ürünleri hiç yoktu. 12.000 bitki türümüz var. 

8. 2.000.000 arı kovanımız var. Neden sadece bal üretelim? Neden propolis arı sütü arı ekmeği ham ham? 

Bal, polen, ariz zehri gibi kapma değerli arı ürünleri üretilmesi ülkemde ve neden çinliler yeterli gelsin? Çin'den ithal gelenler de gerçek olsa yine başımıza koyacağız. Onlar da sahipte yani içerisine işte orada bazı büyük ihracat yapan Çinli firmalar gene aracı yapmıyor. Bakın onu da söyleyeyim, çin'in arıcısı da yapmıyor ama firmalar yapıyor. Bazı firmalar bunu çoğaltıp içine işte bir ara bir propolis koyup 99 katkı maddesi boya koyup dünyaya satıyorlar. Ülkemize gelen de oydu, neden dedim. 

2.013 yılında istanbul Teknik Üniversitesi ara tekno kentleri firmamızı kurduk. 

Eşim ben ve sevgili hocamız, profesör doktor Dilek Boyacıoğlu, birlikte sadece aracım sektörü için de çok sayıda proje gerçekleştirmiştik ve gerçekleştirmeye devam ediyorduk. Kurarken de maddi kaynağınız var mıydı diye sorarsanız yoktu. Ne kaynağımız vardı, bilgi kaynağımız vardı. Tabi ki işin bu kısmı çok önemli. Yani yaptığımız işi iyi bilmek çok önemli ama bilmek iyi bilmek de yetmiyor. Az önce Leyla Alaton  söylediği gibi ölçek yüklü miktarda üretebilmek. 

Çeşitlendirebilmek, dünyaya satabilmek, bunları yaptığınızda gerçekten ülkenize bir katkı yapmış oluyorsunuz ve sektöre bir katkı yapmış oluyorsunuz. 

Biz bu sıfırdan çıktığımız yolculukta öncelikle devlet desteklerini araştırdık. Kadın girişimciliği desteklerini araştırdık. Nitekim o zamanlar da vardı, hala var. KOSGEB arge projesi tübitak arge projesi, İstanbul teknik üniversitesi'nin ar ge teşviklerinden yararlanarak çeşitli bankaların verdiği kadın girişimciliği kredilerinden yararlanarak ve ne mutlu ki ülkemizde kadın girişimciliğini destekleyen dernek ve kurum ve kuruluşların eğitimlerine katılarak onların netlerine girerek yani sıfırdan kurduğumuz sistemde şu an 36 ülke ihracat yapıyoruz. Yüzün üzerinde ürünümüz var, hepsinin formülü kendi tesislerimizi kendi arge merkezimizde geliştirildi. Hem 30 personelimiz çalışıyor. Arge merkezinde hem de üniversitelerle ortak çalışıyoruz yaptığımız. 



Her ürünün etkisini klinik çalışmayla ispatlayıp bunları da literatüre kazandırarak Anadolu propolis, Anadolu arı ürünleriyle yani bunu da markalaştırarak çünkü tamam arı ürünü deyince dünyanın her yerinde arı ürünü var. Peki Türkiye'ninkinin farkı ne? Anadolu'nun öbürlerinin farkı ne? Bunu da anlatmanız ve bunu da dünya markası yapmanız gerekiyor. Bütün bunları da bu katma değerleri de üstüne koyarak tabiri caizse hiç durmadan arı gibi çalışarak sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesine de gidip oralarda da konferanslar, seminerler, fuarlar, standlar sürekli. Bunları anlatarak, geldiğimiz 10 yıllık yolculukta. Epey bir yol aldık ama gidecek bunun daha belki 10 katı daha yol var. Biz bu yolculuğa devam edeceğiz. Bir farkındalık yarattık.”açıklamalarda bulundu



Zirvede Deprem Bölgesine Destek

Zirvede depremden etkilenen tüm iller için "Perakende ile Kooperatif El Ele masaları" kuruldu. Bölgeden gelen kadınlar ürünlerini sergileyerek, katılımcılara kendi ürettikleri ürünleri tanıttı.

Kahramanmaraş'tan gelen ve "Maraş Mutfağı" ismiyle bölgeye özgü ürünleri üreterek hizmet veren iki kardeş kadın girişimci Rukiye Demir ve Duygu Şan, depremde yıkılan işletmelerinin ardından zor koşullarda üretime yeniden başladıklarını, sosyal medya üzerinden yaptıkları ürünleri alıcılarla buluşturduklarını belirtti.

Feed the Future Ödülleri, alanında uzman 104 jüri üyesi tarafından kapalı oylamayla belirlenirken Zirve kapsamında gerçekleştirilen "Feed the Future Ödülleri"nde 33 farklı kategoride ödül sahibini buldu.

Gıda güvenliği gibi, Sürdürülebilirlik,  tüm tedarik zincirini kapsar ve gıda üretiminde yer alan herkes sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirebilir. Bu, üretim ve işleme sırasında tedarik zinciri boyunca üretim tarımı ve doğal ve sentetik kaynakların kullanımından kompostlama, paketleme, geri dönüşüm ve gelecekteki üretim ihtiyaçlarını karşılamamıza olanak tanıyan diğer birçok uygulama ile perakende ve tüketici seviyelerine kadar uzanır. 

Tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir uygulamalara çok fazla zaman ve çaba harcanmasına rağmen, bazı zorlu noktalar var ve güvenli ürün elde etme hedefi sürdürülebilir uygulamalarla uyumlu değil. Sürdürülebilir uygulamaları takip ederek gıda güvenliği gibi başka bir faktörü değiştirerek nasıl başka bir potansiyel sorun yarattığımıza dair örnekler var


yilmazparlar@yahoo.com

10 Ekim 2023 Salı

Adana Lezzet Festivalde Osmanlı Seçkileri-Yılmaz Parlar

  Adana Lezzet Festivalde Osmanlı Seçkileri

Milletlerin tarih boyunca doğayla girdikleri etkileşim sonrasında tecrübeyle oluşturdukları yemek kültürü onların damak zevkini, zerâfetini ve beslenme alışkanlıklarını yansıtmaktadır.



7.Uluslararası Adana Lezzet Festivalde; Bilal Uludağ’ın Başkanlığını yaptığı Sarıçam Belediyesi Standında Duayen aşçı, yemek uzmanı, Recep İncecik ve Ödüllü şeflerimizden Reşat Aydın Adana’nın kadim 2  seçkisini sundu. Tariflerini verdi.

Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne hocalarından Mehmed Kâmil'in 1844'ten sonra yazdığı ve 1844'te taşbaskı halinde yayınlanan ilk yemek kitabı olan Melceü't-Tabbâhîn'iyi dahil tüm Osmanlı yemek kitaplarını kütüphanesinde bulunduran  konusunda Osmanlı Yemekleri duayen aşçı, yemek uzmanı, Recep İncecik sayısız denemelerle damıtma usulüyle gerçekleştirdiği, unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı şerbetlerinden  tarifini paylaştı. Çağrıda bulundu..Yemeklerde Sağlıklı İçeçek Şerbet İçiniz.. "Kendiniz Yapın-Kendiniz İçin"



Recep İncecik Adana’nın tüm baharatların kullanıldığı Haşlama şerbeti ile Soğuk meyan köklü karanfilli şerbet ve nar, kızılcık daha bir çok meyve katkılarıyla sıcak şerbeti hazırladı.


Şef Reşat aydın, Diykebrige aşı yemeğini yaptı.

Cildi güzelleştirin hazmı kolaylaştıran 600 yılık unutulmuş bir lezzet olduğunu söyleyen Şef Reşat aydın, “Yaptığımız yemek 1400 yıllarına ait güzellik iksiri unutulmuş bir lezzet” olarak tanımlıyor.



“Diykebrige” 14. yüzyılda Osmanlı Mutfağı’nda cildi güzelleştiren bir yemektir. Osmanlı Mutfağı’nın günümüzün modern mutfak literatürünün ilerisinde, sağlıklı tıbbi nitelikler taşıyan, dünyada eşi benzeri olmayan tıbbi faydaları anlatan ve mutfak hiyerarşi sisteminin baş mimarı, başlı başına bir füzyon mutfak niteliğini taşıyan engin eşsiz bir mutfak kültürü olduğunu söylüyor Reşat Aydın



Reşat Aydın “14. yüzyılın sonu, 15. yüzyılın başlarında, kaleme aldığı yazmalarıyla, Anadolu coğrafyasında adını duyurmuş meşhur bir hekim olan Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin, sağlıklı yiyecek içecek, giyecek, spor, ilaçlar gibi muhtelif konulardan bahseden “Ya’kübiyye”  adlı eseri bulunmaktadır. Sağlık koruma prensipleri, ağır ve hafif yiyecekler, yaz ve kış sporları, ata binme, uyku düzeni, teskin edici ilaçlar, bazı ilaç tertipleri, bazı bitki çaylarının, infizyon ve dekoksiyon halinde hazırlanmalarından da bahseden, “Ravzatu’l-ltr” adlı eczacılıkla ilgili bir eseri de vardır.

Tarihin en büyük hekimlerinden biri olan, Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde bulunan, ilk sayfası eksik ve son sayfaları olmayan adı belirsiz olan yazma yemek kitabında, insan sağlığına etkilerini belirtir. Cildi güzelleştiren “Diykebrige” adlı bir yemek tarifi ve faydalarını eserde anlatır.”  Diyen Aydın

“Diykebrige, cildi güzelleştirir, yiyecekleri sindirir, iştahı açar, ağız kokusunu giderir, buharın beyine çıkmasını engeller, yemeklerden sonra ekşi geğirenlere, kalp ağrısına, kusmaya ve balgamdan dolayı oluşan baş dönmesine son derece faydalı bir yemektir. Bu güzide yemeğin tarifini sizlerle paylaşırken, unutulmuş, güzellik iksirini denemenizi bir şef olarak tavsiye ediyorum.” şeklinde faydalarını sıralıyor.



Diykebrige Aşı

Malzemeler: 100 gram sadeyağ (tereyağı), Yüz gram kuyruk yağı (çok küçük doğranmış), 500 gr kuşbaşı doğranmış kuzu eti, Yarım su bardağı akşamdan ıslatıp yıkanmış nohut, Bir baş soğan, 750 gram küçük baklava dilimi şeklinde doğranmış pırasa, 8 adet dövülmüş kırmızı tane biber, Bir kaşık sirke, 100 gr çekirdekleri çıkarılmış kızılcık, Yarım bağ doğranmış taze kişniş (aş otu), 4 adet taze defneyaprağı, Bir tatlı kaşığı dövülmüş kuru kişniş, Yeterince tarçın, yeterince kemik suyu, Bir tatlı kaşığı bal.

yilmazparlar@yahoo.com


26 Eylül 2023 Salı

Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin-Yılmaz parlar

   Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin

6-7-8 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleşecek 7’nci Adana Lezzet Festivalin tanıtımı İstanbul Ortaköy Feriye Lokantasında yapıldı. Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, yaptığı  konuşmasında “Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin” dedi



Festivalin tanıtım toplantısına Adana Valisi Yavuz Köşger, Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Teknik Direktör Fatih Terim, Ünlü Şef Somer Sivrioğlu ve Sanatçı Haluk Levent başta olmak üzere ünlü Adana’lılar katıldılar.




Festivalin tanıtımını sonrasında Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adana Valisi Yavuz Köşger mangalın başına geçtiler ve bizzat kendilerinin hazırladığı Adana ciğerini ve Adana kebabını davetlilere ikram ettiler. 



Lansmanda kısa film sonrası program açıklandı. Festivalin kilit isimlerinden İş insanı Ebru Koralı Adana’nın gastronomi hakkında bilgiler aktardı.



Adana Valisi Yavuz Köşger, ‘’Adana’nın en büyük özelliği  gastronomi mutfağı, kendine özgü pişirme, sunma ve ikram etme, misafirlerini ağırlama alışkanlığıdır.  Bu turizm açısından önemli bir husustur.” Turizmi geliştirmek istiyorsanız bir dinamo bir lokomotif belirlemeniz lazım. Adana’nın turizmdeki lokomotifi gastronomidir, lezzettir, mutfağıdır, misafirperverliğidir, sunum tipidir. Gözünüz şenlensin, gönlünüz doysun. Arkasından tabii ki o enfes yemekleri, damak çatlatan lezzetleri ile bedeniniz ve ruhunuz doysun. Onun garantisini veriyorum” dedi.



Vali Köşger, “Adana'da aslında lezzet 365 gün boyunca yaşanıyor ama zirveye ulaştığı bu lezzetin, bütün lezzet bileşenlerini aynı ortamda buluştuğu 3 gün yaşayacağız. Bütün hemşehrilerimizi, vatandaşlarımızı, tüm Türkiye'yi bu 3 günlük şölene bekliyoruz. Lezzetin zirve yaptığı Adana'da,  Adana'nın akla gelen bütün lezzetlerini aynı alanda buluştuğu ve en üst sunumlarını gerçekleştirdikleri bir şölen olacak inşallah. Bu şölen havasında ise bütün hemşehrilerimizle olmak istiyoruz. Bu yıl katılımın 1 milyonun geçmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise “Böyle bir kentin belediye başkanı olmaktan çok mutluyuz, gururluyuz. Adanalı olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Adana, biliyorsunuz ki tek yönlü bir kent değildir. Sadece lezzetle anılmıyor. Sanatla, kültürle, tarihle, sıcakkanlı insanlarıyla, doğasıyla, deniziyle hakikaten çok çok önemli değerleri var. Bir anda o kadar çok değeri bir anda barındırabilen başka bir kent var mı dünyada? Bilmiyorum varsa bile sayısı çok azdır. Dolayısıyla Lezzet Festivali de Adana'ya yakışır bir biçimde oluyor. Yani lezzet deyince ilk başta Adana akla gelir” sözleriyle lezzet şehri olduklarını vurguladı.



Cumhuriyetin 100’üncü yılında, ‘erken Cumhuriyet dönemindeki menüler’ ana odağında düzenlenen festivalde “davetler ve yeme içme kültürü, cumhuriyet dönemi sofralara gelen kadın erkek eşitliği, Türk mutfağının bugünkü imajı, Türk girişimcilerin marka restoranları sayesinde Türk Malı ürün ve hizmet kalitesinin dünya ile buluşmasından zeytinyağına, yerli malların ihracat potansiyeli’ gibi konular ve çok çeşitli konular ele alınacak.


yilmazparlar@yahoo.com

18 Eylül 2023 Pazartesi

Başkan Çorba Dağıttı-Yılmaz Parlar

  Başkan Çorba Dağıttı

2.Bursa Gastronomi Festivali açılış etkinliğinde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, vatandaşlarına kendi elleriyle bizzat Muradiye Çorba ikram etti.



Bursa gastronomi merkezi olması yolunda hayat bulan 2. Bursa Gastronomi Festivali, etkinlikleriyle Bursa Gastronomi Şehri olduğunu Zihinlere yerleştirdi.



Her şeyden önce bir tarım kenti olan muhteşem Uludağ Dağı eteklerinde yer alan ve Uludağ'dan akan suların suladığı bereketli çok verimli topraklar üzerindeki Yeşil Bursa, birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biri olarak sanayi kadar, tarih, kültür ve turizm açısından da değerli.



Düzenlenen açılış töreniyle başlayan, Büyükşehir Belediyesi’nin yerel gıdaya sahip çıkmak, mutfağını ve bölgenin coğrafi işaretli ürünlerini öne çıkarmak amacıyla hayata geçirdiği Uluslararası Gastronomi Festivali, son yıllarda kültürel unsurlarıyla da ön plana çıktığı ve turizmde çeşitliliği arttırmak için gastronominin üzerinde durulması gereken en önemli unsur olduğu bilinci yaygınlaştı.



Başkanlığını Alinur Aktaş’ın yaptığı Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Bursa Gastronomi Festivali mehter takımının birbirinden güzel marşları eşliğinde Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa protokolu, Başkanlığını Ramazan Başan’ın yaptığı Gastroder Gastronomi Kültür ve ve Seyahat Derneği, Yüksel Aktaş’ın Başkanlığını yaptığı Bursa GTD Gastronomi Turizm Derneği, BTSO Mutfak Akedemisi, Aşcılar Federasyonu şefleri, Simge olan Karagöz Hacivat, Bursa Kılıç Kalkan ekibi Başta olmak üzere STK’ ların oluşturtuğu renkli atmosfer yaratan kortej ile başarılı festival başlamış oldu.




Ertuğrulbey Meydanı’nda son bulan yürüşde yapılan aş duası yapılarak (“Hakk şerleri hayreyler. Arif olan seyreyler. Görelim Mevla neyler. Neylerse güzel eyler. Ya Hakk ya bismillah”) Belediye Başkanı Alinur Aktaş festival ziyaretcilerine çorba ikram etti. Kılıç kalkan gösterisi sonrası, Merinos Park Festival alanında İstiklal marşımızın tüm katılımcıların yoğun gür sesiyle okunması ardından açılış konuşmaları yapıldı.



Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş. Geçen yılki festivalden mükemmel sonuçlar elde ettiklerini ve festivalin hemen ardından konunun tarafları ile toplanıp, neler eksikti' ve daha neler yapılabilir konularını irdelediklerini ifade  etti.



Başkanı Alinur Aktaş, özetle "Bursa sahip olduğu tüm değerlerin yanında aynı zamanda bir turizm şehri. Turizmin en büyük tetikleyicilerinden bir tanesi de gastronomi. Turist geldiğinde yemek istiyor, içmek istiyor. İşte bu noktada var olan potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Allah'a hamdolsun çok da güzel gidiyoruz. Bu seneki parolamız da 'Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi'. Çünkü bizim 30 tane coğrafi işaretli ürünümüz var. 5 tane de bekleyen var. En son Yenişehir Biberi ve Keles Kirazı'nın tescilini aldık. Bursa ürünün topraktan ta ki sofrada yemeğe dönüşene kadarki sürecin tüm aşamalarına ev sahipliği yapıyor. Bu ürünlerin hepsi Bursa'da yetişiyor. Burada sadece Bursa'nın ürünleri değil, Erzurum'un çağ döneri de var Urfa'nın kebabı da var. Çünkü Bursa gerçekten renkli bir mozaik. Bursa'da 80 vilayeti, Balkanları Kafkasları bulabilirsiniz. Burada kadın kooperatiflerimiz var. Yine depremzede 11 ilimize davet gönderdik. 8 ilimizden dernekler burada.” dedi 



Bursa Valisi Mahmut Demirtaş "Mevcut potansiyelimizi daha yukarı çıkarmak, Bursa'yı bu coğrafyanın en ünlü gastronomi destinasyonlarından biri halinde getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Anadolu'nun enfes lezzetlerine ev sahipliği yapan Bursa'mızın geleneksel mutfağını dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyacağız" şeklinde hedeflerini çizdi



Renk katan yarışmalarıyla, gastronomi konulu panellerle devam festival hem eğlendirdi, hem bilgilendirdi. Farkındalık yarattı. Kadın Kooperatifler büyüme tanıtma fırsatı buldular. Destek gördükleri kendi ilçe belediyelerce ve Büyük şehir belediyesince kadın girişimcilere ilham verdiler.




yilmazparlar@yahoo.com 



11 Eylül 2023 Pazartesi

Bölgesel Potansiyeli Güçlendirmek-Türkiye'nin Kalkınma Yolu-Yılmaz Parlar

  Gıda fuarına damga vuran etkinlik

Doğru bilinen yanlışları konuştular Gıda Fuarı’na damga vurdular

 

Güvenilir Ürün Platformu tarafından Gıda Fuarı kapsamında düzenlenen etkinlikte doğru bilinen yanlışlar masaya yatırıldı. Türkiye’nin dört bir yanından seçilen ve kırsal kalkınmaya katkı sağlayan kurumlara ise başarı ödülleri verildi.



Güvenilir Ürün Platformu tarafından en büyük gıda fuarı Worldfood kapsamında gerçekleştirilen “Bölgesel Potansiyeli Güçlendirmek: Türkiye'nin Kalkınma Yolu” panelinde doğru bilinen yanlışlar konuşuldu ve etkinlik fuara damgasını vurdu. İHBİR Başkanı Kazım Taycı ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer’in açılış konuşmaları sonrası Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte çikolatada, makarnada ve içecekte  doğru bilinen yanlışlar üzerine konuşmalar yapıldıi.



Güvenilir Ürün Platformu Onursal Başkanı ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer konuşmasında; “Mensubu olduğum Güvenilir Ürün Platformu içinde özellikle başkanımız Celal Toprak ve Worldfood yöneticilerine teşekkür ediyorum. İstanbul Ticaret Odası, 700 bin üyesiyle İstanbul’da faaliyet gösteren tüccarlara hizmet veren bir sivil toplum örgütü. 81 komitemizde bütün sektörleri temsil etmekteyiz. Bugün burada yöresel ürün ve üretimle ilgi toplandık. Günümüz ekonomisinde ölçek en yüksek seviyede rağbet gördüğü bir dönemde yöresel üretimin ve hane halkı üretiminin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Ölçek ekonomisi üretimlerinin yani gerek dış kaynaklı alımların gerekse büyük ölçekli üretimlerin yöresel ve hane halkı üretiminin zayıflamasının bugün yaşadığımız krizin en büyük sebeplerinden birisi olduğuna inanıyorum. Bu sebeplere yurt dışından gelen ürünlerin döviz kaybını da ekleyebilirim. Pahalılaşan hayat neticesinde aile ve bireylerin bir müddet sonra ürünlere ulaşamaması vesilesiyle hayatlarının zorlaştığını görmekteyiz. İnşallah bu tip toplantılar yöresel üretimlere destek ve vesile olur. Ülkemizdeki enflasyonun yükselmesine engel olur” diye konuştu.



İHBİR Başkanı Kazım Taycı “Öncelikle böyle bir platformda verilen söz hakkı için çok teşekkür ediyorum. Bu fuar hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum.. Bu fuarla ilgili biz kendi cephemizde çok mutlu ve gururluyuz. Aslında tarihi bir an yaşıyoruz çünkü Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Türkiye’de bu kadar büyük bir gıda fuarı düzenlenmemişti. Bu fuarı düzenleyebilmek için Türkiye’nin bütün gıda STK temsilcileriyle bir araya geldik. TİM çatısı altında bulunan gıda dernekleri federasyonuyla ve daha birçok isimle bir araya geldik. Belirli konularda bir türlü mutabakat sağlayamadığımızı konuştuk. Farklı fuar firmalarıyla birlikte düzenlenmiş parça parça bölük bir halde kaldığını ancak büyük bir fuar haline getiremediğimizi fark ettik” dedi ve şöyle devam etti: “Firma sayımız, ihracatımız, üretimimiz aslında bunun için yeterli. Hem de İstanbul gibi muhteşem tarihi ve güzellikleri olan bir coğrafyada Neden bizim Anuga’mız olmasın, uluslararası bir fuarla İstanbul’u taçlandıramıyoruz? Diye sorduk kendimize.  Omuzlarımızın üzerindeki apoletleri bir kenara bırakıp kolları sıvadık. Çok büyük bir özveri ve fedakarlıkla geçtiğimiz yıl 25.000 metrekare stant oturumlu alan içerisinde düzenlenmekte olan bu fuar bu yıl tam 40.800 metrekare üzerinde toplandı. 1160 katılımcı firmamız var. Yurt dışından gelen yaklaşık 34.000 misafirimiz var. Bunların 800 tanesini VIP misafirimiz olarak ağırladık. Polonyalı bir firmamız “Bu fuar artık bizim için Anuga kadar önemli, bir sonraki yıl içi rezervasyonlarımızı yaptırdık.” Dedi. Aynı olumlu dönüşleri Çekya ve ABD’den katılan firmalarımızdan da aldık.”



Kazım Taycı fuarların ekonomimize olan katkısını şu sözlerle anlattı:

“Kullandığımız fuarcılık tekniğiyle birlikte bu fuar için yapılan hesaplamalara göre bir milyar Euro gibi muhteşem bir rakam ortaya çıktı. Bu yıl ki beklentimiz fuar sonuna kadar toplam bir buçuk milyar Euroluk iş bağlantısı. Yurt dışından gelen insanların otellerimizde, ulaşım araçlarında, restoranlarda, turistik yerlerimizde harcadığı para da cabası. Böyle bir fuarı birliktelikle bir araya getirdik. Bunun mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. İnşallah vatanımıza ve milletimize hayırlı uğurlu olsun.”


Açılış konuşmalarının ardından etkinliğe geçildi. Etkinlikte konuşan Mutlu Makarna Yönetim Kurulu Üyesi Ali Göymen, “Ana ham maddemiz durum buğdayı. Tarımsal Organize Projelerini gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Pandemiden sonra birden artan tüketim, sonrasında da stabil bir tüketim oranıyla devam ettik. Türkiye’de 750 bin tonluk makarna tüketimi var.  Bunun yüzde 15’lik kısmını mutlu makarna tüketicileri ulaştırıyor. Bütün süreçte, kendi iç sloganımız olan, “İnsana saygılı, Dünyada saygın bir marka olma stratejisi ile üretim gerçekleştiriyoruz. Makarna deyince akla İtalya geliyor. Fakat dünyada, üretimde Türkiye hiçbir şekilde geri kalmış değil. Tam aksine, aynı çizgide. Biz Türkiye olarak dünyada ihracatta ikinci sıradayız. Tabi burada Türkiye’nin Avrupa’ya olan bir makarna ihracatında kota var, bu kotayı şu an aşmaya çalışıyoruz” dedi.



Oğuz Gıda Ceo’su Enes Öner “Kendi ülkenizde bilinmezseniz, yurt dışına açılmanız çok zor. Benim meyve suyu bahçelerim var meyve suyu üreticisi olduğum için; ya dışarıdan bulamazsam diye kendi meyve bahçelerimde meyvelerimi üretiyorum. Adana’daki 2. fabrikam püre fabrikası, o meyveleri püre haline getirmeye çalışıyorum. Diğer fabrikamda da paketliyorum. Bunu neden yapıyorum: Dışarıdan bir bağımlılığı engellemek için, her sürecini birebir kontrol edebilmek için, maliyet dengesini kontrol altında tutabilmek için. Biz Türkiye olarak her şeye çabuk uyum sağlıyoruz, o zaman zorluklara adapte olmaktan ziyade, bence büyümeye de adapte olmak lazım. Daha büyük oyuncularla rekabet etmeye hızlı uyum sağlamamız lazım. Çalışmadan, gitmeden, yapmadan olmuyor.” sözleriyle üretim sürecindeki tecrübelerini paylaştı.


Panel sonunda Güvenilir Ürün Platformu tarafından gıda sektörüne, kırsal kalkınmaya ve tüketici farkındalığına katkı sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür sertifikası verildi.


İşte başarı sertifikası alanlar;

Aydın Ticaret Borsası

Gaziantep Ticaret Borsası

Gemlik Ticaret Borsası

İstanbul Ticaret Borsası

Muratbey Peynir

Yayla Agro

Seyidoğlu Gıda

Aktaşlar Lezzet Grubu

Baklavacı Mehmet Yıldırım

Fit Fatih-Fatih Belediyesi

Eksun Gıda -Sinangil

Happy Center Marketler Zinciri

Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası

6 Ağustos 2023 Pazar

Karpuz Festivale AGAFED Ruh Verdi-Yılmaz Parlar

  Karpuz Festivale AGAFED Ruh Verdi

Medeniyetleri özel kılan sahip olduğu tarihi birikimden süzülerek gelen mutfak kültürüdür.

Başkanlığını Hüseyin Uzunlar’ın yaptığı, Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesince düzenlenen, “Ferhadanlı Karpuz Festivale” Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu (AGAFED) gerek mutfak dekor sanatıyla gerekse inovatif karpuz yeme içme türevlerince yapmış olduğu katkıları ile ruh verdi.



Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu (AGAFED) Başkanı Ahmet Karaman yaptığı konuşmasında AGAFED  tarafından festivale özel yapılan Tekirdağ Karpuz Dondurmasının bundan sonra tescilli ürünü olmasını ve “Tekirdağ Karpuz Dondurması”nın marka olmasını bildirmiş oldu.



Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın Tekirdağ sadece köftesiyle değil bundan sonra karpuzuyla anılmasını söylerken “Tekirdağ Karpuz Dondurması” marka olma yönünde ön plana çıkmış oldu.



Avrasya Aşçılar Derneği (AVADER), İstanbul Aşçılar Derneği (İSAŞDER), Çanakkale Aşçılar Derneği (ÇAD), Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği (MAPAD) Trakya Turizm ve Gastronomi Derneği(TUGASDER) den oluşan AGAFED Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonunun; Başkanı Ahmet Karaman, Genel Sekreter Adem Yılmaz (İSAŞDER -İstanbul Aşçılar Derneği Başkanı ), Sanatsal karpuzları işleyen Durmuş Yılmaz (MAPAD -Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı) Hülya Bektaş (İSAŞDER- İstanbul Aşçılar Derneği Kadın Kolları Başkanı) ve Sadık Aybaş başda olmak üzere AGAFED üyeleri standlarında; Soğuk Karpuz Çorbası, Soğuk Karpuz Türk kahvesi ve Karpuz Dondurması gibi inovatif türev ürünler hazırladılar..Tüm Ziyaretcilere ikram etdiler.



Turizm ve gastronomi arasındaki bağlantı çok güçlüdür. Turistler seyahat ederken biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için sadece yemek zorunda olmakla kalmaz, gastronomi de turistlerin deneyim kalitesine katkıda bulunur, böylece genel seyahat deneyimine damgasını vurabilir. 



Festival bölgeye Turizmi kazandırır, turizmde o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır. Festival sayesinde kentteki üretimlerin marka değerini artıracağı şüphesizdir. 



Bu bağlamda festivallerin sürdürebilirliği bir kez daha gerekli olduğu aşikardır. Şehirlerin markalaşmasında gastronomi turizmin önemi yadsınamaz, Doğa ve sürdürebilirlik, sağlıklı, lezzet, yerel, mutfağının tarihsel kökenleri araştırılmalı ve öyküleri tanıtılmalıdır.     



Aynı zamanda tarım kenti olan Tekirdağ muhteşem bereketli çok verimli topraklar üzerindeki birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biridir. İnce kabuğu ve az çekirdeğiyle meşhur olan karpuzuyla da tanınmıştır.



Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen, 05 Ağustos 2023 Cumartesi günü açılışı yapılan, 2. Ferhadanlı Karpuz Şenliğine   Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan ve Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar başda olmak üzere İlçe protokolü katıldı.



Süleymanpaşa Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar, şenlik alanında yaptığı kısa konuşmada, Ferhadanlı karpuzunun kentte herkes tarafından bilindiğini söyledi. Uzunlar "Bu yıl şenliğin ikincisini düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Mahallenin karpuz gibi çok sayıda yöresel ürünü var. Bu tür etkinliklerle yöresel ürünlerin tanıtımını yapıyoruz. Kırsal mahallerimizde bu tür etkinlikler düzenleyerek farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz." şeklinde festivalin önemine dikkat çekti. 

Paşa Halk Oyunları Dans Topluluğu'nun gösterisiyle devam eden proğram spor ve eğlence aktiviteleri ile sürdü. Şenlik, sanatçı Zara'nın konseriyle sona erdi.

Gastronomiden söz edildiğinde yörenin yetiştirdiği meyve sebze endemik bitkileri de kapsar. Bunlarla da marka olma ön plana çıkar. 



Festivalde karpuz yeme yarışması çağrışım yaptı. Her yıl ağustos ayının son çarşamba günü İspanya’nın  Bunol şehrinde kutlanan "La Tomatina" diye adlandırılan Domates Festivali, İspanya'nın en önemli eğlence aktivitelerinden biri. Domates savaşı şeklinde geçen festival akıl almaz turisti çekebildiği gibi İspanya domatesin markasını oluşturdu. Avrupa’nın ¾ sebze ve meyve ihtiyacını İspanya karşılıyor. 300 milyar dolar üstünde ihracatları var. 

Karpuzun uzun raf ömürlü olması özelliğiyle üretimine daha çok özen göstermeliyiz. 

Önce Ferhadanlı ismi nereden geldiğini Belediye ilgililerine sorduk. Hukuk müşavirlerinden aldığımız bilgiye göre Köy ağasının Ferhad isimli eşine addetdiği öğreniyoruz. 



Karpuz üretim kapasitesini üreticelerden edindiğimiz tahmini bilgiye göre yöre olarak 100-120 ton karpuz yarı miktarda kavun sezon olarak elde edilen miktar. Elbetde fazla üretim ihracata yönelik hedefler yöreye şehre Türkiye’ye güzel döviz kazandırabilir. 

Sadece merkez ilçe Belediye Başkanlığı değil Tekirdağ Büyük Şehir Belediye Başkanlığınında festivale destekleri şartdır. Birlik, beraberlik iyi olursa festival daha da farklı boyutlarda gelişir. Umut ediyorum ki yerel idareler parti farklılıkları zenginlik olarak görerek bir arada daha güçlü bir şekilde ortak projelere imza atar. 

yilmazparlar@yahoo.com

2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

Çek Tatların Buluşması Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı, Slovak...